Trabzon'a Sen Yağıyordun


İki bin on beş Mart'ının kışıydı,

Dışarısı soğuk benim içim sıcak,

Trabzon’a sen yağıyordun

Daha doğal gaz gelmemiş

Şehrin yarısı duman altında

Sobalarda kömürler

Gönlümde sen yanıyorsun

23:59'dan sonra

Devriye gezer polisler

Bir de onlardan saklanan bizler

Daha on yedi yaşındayım

Geceleri ülkem için sokaklarda

Gündüzleri mecburi okul sıralarında

Ders dinlerken şiirler yazardım kitapların, defterlerin

Arkasına senin için…

Daha on yedi yaşındayım

Ne sen şiirlerimden haberdar olurdun

Ne de mahalle sakinleri

Haykırdığım sloganlardan…

Trabzon’u seviyordum

Seni seviyordum

Şiirleri seviyorum


Bir de Rabb'e yalvarmayı…

Eylemlere katılıp

Meydanlarda  bağırırdım

Dilimde Deniz Gezmiş’in

“Vatan, onu parsel parsel bölenlerin değil

Onun uğrunda darağacına gidenlerindir.” sözü

Gönlümde gerçek sevginin özü…

Daha on yedi yaşındayım

Hayatımın deli çağındayım

Herkes gibiyim

Herkes kadar ürkek

Herkes kadar yürekli

Herkes kadar mert

Yaşıtlarım kadar delikanlı

Kendim kadar kendimdim.

İki bin on beş Mart'ının kışıydı

Dışarısı soğuk benim içim sıcak

Trabzon’a sen yağıyordun

Dedim ya dışarısı soğuk

Konuşurken ağzımızdan buharlar çıkıyordu

Yıkık dökük bir harabe evde toplanırdık

Gece herkesi korkuturdu

Biz geceyi korkuturduk…

Sloganları en güzel söyleyen bendim

Herkes severdi sesimi

Bir sen duyamadın zaten

Her tür cümleyi haykırdı da şu ağız

Bir seni sevdiğini haykıramadı…

İki bin on beş Mart'ının kışıydı

Dışarısı soğuk benim içim sıcak

Trabzon’a sen yağıyordun

Benim içime sen

Göklere sen

Yerlere sen

Her yere sen…