Yaya Yaşama

Trafik ışıkları asi bir ergen gibi kendi kafalarına göre hareket ediyorlarsa,

Kırmızı ışık yandığında paşa gönlü rahatsız olmasın diye istifini bozmadan ilerliyorsa araçlar,

Daha iki ayak üzerinde yürüyemeyen veletler iki tekerlekli araçları kendilerini "benten" zannedip amansızca sürüyorlarsa caddelerde,

Tek şeridi yere göğe sığdıramayıp kendilerini tüm fizik kurallarını hiçe sayarak tek şeride sığdırabilen sığ(ı)arlar tarafından, çift şerit tüm hakkını yitirmişse masum bir mahkum gibi,

Yağmurlu bir havada eliniz cebinizde içinizden neşeli bir musiki söyleyerek yürüyorsanız kaldırımda ve - kendini son dakika maça girmiş, beraberliği bozmak ümidiyle boş gördüğü kaleye tüm hırsıyla gol atmak isteyen bir futbolcu misali- bir araç yoldaki su birikintisini bir hışımla sıçratıyorsa üzerinize,

Yayalara ayrılmış yolda huzurla yürürken aniden " Ya ya ya şa şa şa " diyerek güya takımını destekleyen ve " Yaya ya sen yaşama ya " demek ister gibi geçiyorsa motorlu bir holigan yanından,

Ve yayalar için yapılmış kaldırımda yürürken, ansızın arkandan biri sertçe dürttüyse ve dönüp baktığında bilen bir bilinç(siz) sürücü tarafından sana ayrılan kırık dökük kaldırım taşları bile çok görüldüyse eğer,

Trafik kurallarının çiğnenerek trafiğin yutulup yok edilmesiyle " Çok trafik vardı da.. " bahanesinin hiçbir zaman geçerlilik payı olmuyorsa bu şehirde,

Kazanın zahmet edip geliyorum demesine gerek bile kalmaz. Biz geliriz efenim biz geliriz.