Tarih Tribünü!

 

Farkında mıyız bilinmez ama şu televizyonlar, haber siteleri, tarihçiler, söyleşiler vb. unsurlar bizi kullanıyor. Tarihimizin kültürel açısı bir açıklamadan çok yaşamdan ibarettir. Tarih sayılarla ve Türkçe ile geliştirilemez bir hayat sigortası! Ülkemizde tarih denildiği zaman, atıyorum 1334 Subaşı Antlaşması Osmanlı  ve Bizans arasında yapılan ilk anlaşma akla geliyor. Tarih ve tarih sahnesi bu değildir. Bazen az bilmek daha iyidir. Tarihin asıl amacı zaman ve mekan değildir. Yaşanan zorluklar, manevi güçlerle Hristiyanları nasıl yedik gibi şeylerdir. Ülkemizde tarih nasıl mı olmalı? "Fatih S.M. genç ve dirayetliydi. Müjdeli büyük bir sultan idi. 5 yaşında gemileri karadan yürütme planını hazırlamıştı. Hocası onun odasına girdiğinde maketleri gördü hayrete düştü ve o Fatih büyünce iman gücünü de kullanınca İslam tarihinin büyük bir zaferini kazandı. Bunun üstüne çağlar açıldı ve kapandı. Dünya tarihinin görmediği ilmini konuşturarak o genç yaşında müthiş şahi toplar döktürdü. Akıl almaz bir planla Topçu Usta Urban Efendiyi çok uzun dehlizler kazarak Bizans hapishanesinden kaçırdı. Kendi çizimini uyguladığı topları ona döktürdü. O şehre girdiğinde bile askere yağmalama hakkı tanımadı. İslam askeri teslim olmayan kale veya şehri kuşatma hakkına sahipti ama o izin vermedi. Yüzyıllar sürecek milletler arası kardeşliğin üstadı azamı oldu..." gibi şeyler demek yerine biz; "1453 Fatih İstanbul'u aldı." diyoruz. Bu konu böyle söylendiği zaman kendi tarihinden utanma tribünü öne çıkıyor ve kendini konuşturuyor. Dünya tarihinde Türk Askeri gibi başarılı bir asker kami gelmemiştir . Kurduğu devletler doğudaki ve batıdaki devletleri tek tek inletmiştir. Bir de şu konu vardır TÜRK - GÖK TANRI, TÜRK-İSLAM... Bizim için önemli olan tek konu TÜRK-İSLAM hükümleridir. Atalarımız da olsa İslam dini ile tanışmayan ata bizim için hiç önemli değildir. Ata sevgisi beslenir ama daha ilerisi dini açıdan tehlikelidir. Tribün derken biz şunu belirtmekteyiz; tarih artık bize yanlış anlatılmaktadır. Ünlü tarihçiler ise bunu bizi coşturmak için bir oyun ve mücadele gibi kullanmakta, ve  koca tarihimizi yorum ve fikir çöpleri içinde kaybetmekteyiz. Bu da her dakika kan kaybettiğimizi göstermektedir ve bu kan kaybı da saçma tarih dizilerine, aşklı haremlere, içkici pis sultanlar yorumuna dönüşmekte ve bizim imanımızla oynamaktadır. Bizler peygamber müjdecisi insanların torunlarıyken; onlar peygamberimizle sohbet ederken; iman ve İslam alemi için seferden sefere koşarken; Mekke, Medine kutsal emanetleri getirirken; bu hainlik bize, size ve de yeni nesillere yakışmamaktadır. Hoşça kalın ...