Hayatımızın her anı değişik seslerin kulağımızda yarattığı ahenkle geçip gidiyor. Farklı tatlar sürekli ihtiyaç halinde olan bir unsur ve biz bunu elde etmek adına keşfetmenin her detayını kullanmak durumundayız.

Bugün sizlere bu tatların kimilerine göre bitterlisini, kimilerine göre tatlı sert hallerini yorumlayacağız. Fakat bunu yaparken yalnız değilim. Tam bir rock müzik sempatizanı olan ve bu müziği hayatının temeline yansıtmış güzeller güzeli arkadaşım, belki de geleceğin önemli yönetmeni Neriman Yalçınkaya bizim bu yolculuğumuzda kaynaklık edecek.

Şimdi sizleri Neriman'ın rock müzik kültürüne yaptığı bir nevi açılımını huzurlarınızda duyurmuş olalım.

"Bir müzik türü düşünün ki her duygu halinde eşlik etsin size, ruhunuzun özgürlüğünü tasavvur ettirsin beyninizde... Sanırım bu doğrultuda Rock müziğin ihtişamından bahsettiğimi anlamış bulunmalısınız.

Rock, dünya üzerindeki her insanın ulaşabileceği öyle bir lüks ki, bu müzik türü için; "o bir yaşam tarzıdır" demek yanlış bir tanımlama olmaz herhalde. Zaten rock'ın doğuşu, siyahi insanların kendilerine empoze ettirilen yaşam tarzlarından bıktıkları için sitemlerini müziğe yansıtmalarıyla olmuş ve bu müzikle kendi istedikleri gibi bir yaşam tarzı yaratmışlardır. Siyahiler, beyazlardan gördüğü zulümler karşısında, sitemlerini Jazz müzikten etkilenip, Blues müziğini icad ederek üstü kapalı bir şekilde ifade etmişlerdir. Sitemin müziği olan bu türün insanların ilgisini hat safhada celbetmesi, Blues sanatçılar tarafından iyice geliştirilmesini sağlamış ve artık isyan boyutunu almaya başladığı bir dönemde, 1950 yılının başlarında Rock adı işitilmeye başlanmış ve muhtelif zamanlarda da gelişmiş, değişmiş, yaygınlaşmış ve altın dönemlerini yaşamıştır. Yani Rock'ın isyan müziği diye tanımlanmasının sebebini, menşeine bakarak anlayabiliriz.

Başka bir rivayete göre ise siyahların geliştirdiği Blues çok tutulunca, beyazlarda Blues yapmaya başlamış fakat başaramadıkları için yeni bir akım olan Rock'ın doğmasını sağlamışlardır.

Rock, yaşanılan ve yaşatılan çirkinliklerden, zulümlerden ve acılardan doğan bir güzellik iken, çirkinlikleri ele alıp güzelleştiren bir güzellik haline geldi. Onda sabit kalan ve katiyen değişmeyecek olan tek şey "güzellik"tir. İnsanların kafalarını güzelleştirmek ve farklı bir boyuta geçmek için zararlı madde kullanıp hayatlarını mahvetmelerine gerek olmadığını düşünüyorum. Çünkü Rock müzik bunu zararlı maddeler yerine yapan, dinlediğinizde kafanızı güzelleştiren, size farklı bir boyuta geçmişsiniz hissi vermek yerine, direkt olarak farklı bir boyuta geçiren ve en önemlisi hayatınıza anlam katan, soyut ama etkili bir maddedir.

Rock müzik dinleyenlerin ve yapanların asi, psikopat, kavgacı ve tehlikeli olduklarına dair genel bir algı vardır toplumumuzda. Oysa ben bunun tam tersi olarak Rock ile ilgilenenlerin toplumda ki diğer insanlardan daha sakin ve naif oldukları kanaatindeyim, çünkü bu insanlar tüm öfke ve sinirlerini müzikle birlikte atıp, tabir-i caizse resetlenerek toplum içine çıkarlar.

Derler ki müzik ruhun gıdasıdır. Fakat unutulmaması gereken önemli bir husus vardır ki o da bazı gıdaların zehirli olduğudur. Günümüzde pop kültürü! ile yetişen çocukların çokta sağlıklı bir ruh hali içerisinde olmadıklarını ve beyinlerini boş şeylerle doldurduklarını görüyorum. Asıl tehlike teşkil eden şey bu durumdur. Çünkü günümüzde ki pop müzik, sanat için değil, bir çeşit pazarlama zihniyetiyle üretilen, ticari amaçlı yapılan parçalardan ibarettir. Ian Anderson'ın da dediği gibi; " pop müzik, çocukların cebinde ki parayı çalmak gibi bir şeydir."

Rock müziğe gönül vermek hayatla olan münasebetlerimizi farklılaştırır ve onunla aramızda ki bağın sebebini anlamak pekte kolay olmayabilir.

Chuck Berry'nin ifadesiyle; " Rock ile aramızdaki bağın sebebi şu; o benim hem oğlum hem de büyükbabam!"

Sonuç olarak ve de lafı fazla uzatmadan; bu müzik güzel müziktir. Sevmek, aşık olmak, üzülmek, sevinmek... Hemen hemen herşeyi dinlendiği takdirde size sunan nadir temalardan biridir. Rock bir hayat biçimi olmaktan çok aslında hayatın ta kendisi konumundadır.

(Büyük katkılarından ötürü Neriman Yalçınkaya'ya şükranlarımı sunuyorum.)

Sevgilerimizle, iyi dinlemeler...