Aşkın Gerçek Tanımı

Sizce aşk neydi? Bir kızın babasına kör kütük bağlanması mı, bir çocuğun annesine duyduğu o sonsuz sevgi mi yoksa bir kadının bir adama kendisini düşünmeden adaması mı? Hangisi daha mantıklı, hangisi daha güzel? Baba kızını umduğundan çok daha fazla sever, anne hayatını çocuğuna lutfeder. Peki ya o adam? Kadını küçücük bir zorlukta bırakıp gitmez mi? Ardına bakmadan kaçar, izini kaybettirir...

Baba kızının en güzel, en özel gününde gözü yaşlı uğurlar evden, anne çocuğunun en güzel en özel gününde sırf mutlu olsun çocuğu diye her şeyi, her ayrıntıyı düşünür kendisini yorar. O adam ne yapar? Haketmediği o damatlığı giyerken, o kadının babasının tırnağı dahi olmayacağını bile bile kandırır kadını vaadlerle. Bir ömür mutlu olacağız, seni hep seveceğim diye. Yalan! Siz hangi aşktan bahsediyorsunuz be...

Anneniz babanız dururken saçma sapan insanlara kalbinizi açıyorsunuz, sizi üzen ağlatan insanlara sonsuz değer veriyorsunuz. Sadece bir anlık dalgınlıkla hissetmiş olduğunuz ve "aşk" diye tanımladığınız o duygunun esiri olunca ne oluyor biliyor musunuz? Terk ediliyorsunuz. Anne baba her kahrınızı çekerken bağırıp çağırıp onları kırıyorsunuz, aşık olduğunuz insan sizi paramparça ettiğinde ağzınızı açıp da tek kelime edemiyorsunuz. Siz sadece anne babanıza mı cesursunuz? O size bi' şey dediğinde süt dökmüş kediye dönerken annenize babanıza aslan kesiliyorsunuz. Reva mı bu? O yüzden aşktan bahsetmeyin... Bahsedecekseniz bile annenize babanızın size olan aşkından bahsedin. Çünkü en dürüst en çıkarsız duygu onların size beslediği o gerçek aşktır. Siz de aşık olacaksanız annenize ya da babanıza aşık olun. Kendinizi kandırmayın. Vesselam.