Siyaset Sanatı

Siyaset vatandaşa hizmet üretme sanatıdır. Bu sanata yeteneği olmayanların siyaset sahnesi işgal etmeleri ülkenin önünü tıkamaktan başka bir şeye yaramaz. Bu sanatı halka sevdiremeyenlerin başında işte bu yeteneksizler gelir. ''Siyasetçi yalan söyler.'' anlayışı aniden doğmadı.''Siyasetçi çalar.'' klişesini kimse uydurmadı. Bu, demokrasi adına çok vahim bir durumdur.

Siyaset, kişisel çıkarların çok ötesinde bir sanattır. Siyaseti anlayabilmemiz için öncelikle toplumdaki anlayışları yıkmamız lazım. Siyaset memleket için yapılır. İstisnasız her siyasetçinin bu duruma gelmemizde payı vardır. Yaşadığımız coğrafya inanılmaz nimetlerle dolu. Bu nimetlere sahipken gerek ekonomik gerekse sosyal anlamda bu durumda olmamızın yegane suçlusu siyasetçilerdir. Siyasetçilerin şahsi hesapları ve rakipleriyle olan çekişmeleri bu halkın önünden bariyer misali durmaktır.

Türk insanı çalışkandır ve aynı zamanda fedakardır. Bu halk, gerekirse kendinden vererek istenilenin daha fazlasını vücuda getirmeye muktedirdir. Siyasetçi sanatını sermaye sahipleri için değil de halk için icra etseydi bambaşka bir yerde yaşıyor olurduk. Siyaset,halkın öfkesinden nemalanmak için değil halkı dindirmek için yapılır. Siyaset bir sonraki seçimi düşünmek değildir, halkı 4-5 yılda bir sandığa gelecek müşteri olarak görmek demek de değildir. Siyaset, halkın denizlerini turizm baronlarına peşkeş çekmek değildir. Siyaseti kitaplarda yazan tanımlarda aramak beyhude çabadır. Siyaset halkın ne istediğidir.