Müslüm Gürses

Yirmi dört yılımı hiç bıkmadan sürekli, daima, üst üste binlerce kez dinlediğim tek Sanatçı. Ağladım onu dinledim güldüm onu dinledim. Ne kadar yaşayacağımı bilmesem de ömrümün geri kalan yıllarında da onu dinleyeceğim… Kelimeleri ve notaları dertlerime tercüman olan tek Sanatçıydın sen Müslüm Baba.

“Evlat” şarkınla büyüdüm babam. Umutlarım her yıkıldığın da “her gecenin sonunda bir sabah vardır evlat” dedin bana sen. Nasıl ayakta duracağımı sen bana şarkılarınla öğrettin Müslüm Baba. Ağlama duvarım vardı benim çocukken. Ne zaman ağlayacak hemen koşardım oraya; sokakta Müslümcü denilen teyzenin kapısının önüydü ağlama duvarım. Orada seni dinlerdim, ağlardım küfrederdim ama sen ona da kızardın “evlat” şarkınla bana. Müslümcü teyze kapıya çıkar “gel bakalım biraz dertleşelim seninle Müslümcü” derdi bana. Müslümcü olmak o zamanlar benim gözümde bir ayrıcalıktı ki gerçekten Müslümcü olmak bir ayrıcalıkmış. Mahallede adım “Müslümcü soro” kalmıştı kimse adımı bilmiyordu. Kimi saç rengimden dolayı “soro” –kürtçe de kırmızı demek- kimi de dinlediklerimden dolayı Müslümcü diyorlardı. Adem denildiği zaman üzerime alınmıyordum alışmıştım artık soroya ve Müslümcüye. Her ne kadar insanlar sana Jiletçi bana ve benim gibi seni dinleyenlere damarcı deseler de vazgeçemediğim sadece senmişsin, senin şarkılarınmış…

Hayatımın her anın da yaşadığım her olayda sen ve senin şarkıların var. Hepsine değinmek istesem bile yapamam çünkü bu mümkün değil; o kadar çoksun ki ben ve bir türlü aşamadığım tek Sanatçısın. “Bu adamı dinlemekten ne anlıyorsun” diye konuşan insanlara sana ne, sanatçı önerdiklerin de ise bana ne diyebildiğim tek zamanımdın Sen. Kırıldığım, üzüldüğüm zamanlarda “Küstürdün Gönlümü Güldüremedin” diye insanlara sitem ettiğim, dertler üst üste geldiği zamanlar da ise “İsyankâr” deyip kaderime ağladığım şarkıların diliydin sen. Felsefeydin benim için… Cevapları olmayan notalarınla, sorularıma “es” olan nakarattın sen. Şimdi yoksun! Gül, Bülbülsüz olur mu hiç?

Şimdi yoksun! Ama unutmadık seni ve unutulması imkânsız bir tarihsin sen. Altın harflerle tarih yazmakta ne oluyor? Sen tarihin ta kendisisin.

Ve son olarak; “Dost Bildiklerim” isimli şarkın ile yüreğimi kor alevlerde yakan sensin. Her ne kadar canımı yaksa da şarkıların sen Vazgeçilmez bir Ayrıcalıksın. Sen daima hatırlanması ve hatırlatılması gerekensin. Sen Arabesk’ in Kralı Müslüm Gürses’ sin…

İyi ve kötü tüm anılarıma şahitlik eden Müslüm Gürses; Unutamayacağım en güzel anımsın. Mekânın Cennet Olsun.

Adem Koçaker

Kalemin Secdesi