Kimse’M Yok Mu?

Eğer istediğin gerçekten buysa, yıldızlara uzanırken asla yorulmaz kolların. Tam avucunda zannedip sıktığında parmaklarını, yumruğunun arkasında kaybolduğunda parıltısı, sımsıkı kapat gözlerini, artık o senindir ve unutma “Hayaller inanıldığı sürece gerçek oluyor.”

Gücümün sonunda, cesaretimin idam sehbasını tekmelemek üzereyim; elimi tutan yok mu, sesimi duyan yok mu? Çırpınan ömrüme bir damla sevgi çok mu? Ben istemedim kimse ağlasın, kimse üzülsün… Rüyalarımı baharlarla süsledim, bir avuç gökkuşağı istedim. Biraz yağmur değsin dedim esmer tenime. Güzel olsun diye her şey. Meğer kendimi çirkinleştirmişim her umut arifesinde. Ben her duada herkese mutluluk arayanım. Lakin ben hep zarar, ben hep ziyanım. Ben kendini bulamayanım. Niye diye sormayın böyle işte… ‘Keşke bir taş olsam bassalar üzerime sızlamasa hiç canım, keşke kaybolmuş bir mezar olsam dua edenim dahi olmasa’ diye düşündüğüm zamanlarda dost’un ve sevgilinin eksikliğini ziyadesiyle hatırlıyorum.

Hani nerede tül kanatlı güvercinlerim, uykumda bile dua ettiğim dost’larım nerede. Bana kıyak geçip sevdiklerimin kokusunu bana getiren sam yeli nerede? Yok işte kimse yok! Hepsi dağılmış, hepsi kaçmış. Kuyunun dibinde “elimi tutun kurtarın beni” diye seslenen beni neden görmezden geliyorsunuz? Düşüyorum, batıyorum çıkarın beni, tükendi nefesim çıkmıyor sesim.

Çok şey mi istediğim? Ben kendime gömülür susarım. Bu gece kendi kanıma bile susarım siz gelmiyorsanız. Ve bütün hıçkırıklarımı yüreğime kusarım. Size kalsın ne varsa umuda dair… Ve ben çok iyi biliyorum; size göre çok anlamsız bu satırlar…

O zaman bu sefer de böyle olsun, belki zamanla hatırlar…

Adem Koçaker

Kalemin Secdesi