Hüzünbaz Gözler

Görmek istediklerimi göremiyorum kimsede… Bana sevgiyle bakan bir çift göz tek istediğim. Değil kırmaya sevmeye bile kıyamayan bir yürekti tek isteğim.

Aslında özlemişim biliyor musun? Yemek yemediğim zaman kızgın, sevgi dolu ama bir o kadar da hüzün dolu gözleri görmeyi özlemişim. Yüzüne baktığımda kalp atışlarımı değiştirip yüreğime sevgi tohumları ekecek, belki yaralayacak ama benim mutlu olduğumu bildiğim bir simayı görmeyi çok özlemişim. Yolda yürürken beline sarılıp dimdik durabilmeyi veda ederken sarılıp, o sevda kokulu boynundan ufak bir buse almayı ve seninle birlikte yaşam denen o devasa, kaya gibi dimdik duran çınarın dallarına tutunmayı çok ama çok özlemişim.

Aklıma sen geldiğinde yüzümde oluşan tebessümden dolayı insanların “neden güldün” demesini ve benim bu soruya “hiç” diye cevap vereceğim günleri özledim. Kısacası ben, seninle yaşamayı, seninle evlenip çocuklarıma isim aramayı, seninle ölüm denen ebediyetin kapımıza gelme anı gelene kadar aynı sahnede kalabilmeyi özlemişim.

Aynı filmlerdeki gibi olsun seninle geçecek olan hayatım. “Cefasını çektim şimdi sefasını süreceğim” diyebileyim. Hani iyiler hep kazanır ya işte biz de o iyiler gibi birbirimizi kazanabilelim. Demem o ki o iyiler biz olalım…

Belki çok şey istiyorum ama hayaller değil midir fakirin ekmek kapısı? Hayaller değil midir insanı bir nebze olsun mutlu eden ve hayaller değil midir iyisiyle kötüsüyle tüm anıları canlandırıp bizi hüzün ve sevda semasında bir yaprak gibi savuran?

İşte canımın içi senli zamanlardan kalan hüzünbaz anıların yarattığı hüzün yüklü satırlar, içimi yakan tek gerçek. Ve iyi olan her şeye sebep sensin; yaşamaya, gülmeye, mutluluğa ve sevince…

Sen Yarim, Sevdiğim, Dost’ um ve hayatımın yegane insanı; tüm şiirlerime, yazılarıma hatta her heceye, her kelimeye ve her satıra seni sebep edindim hakkını helal et…

Adem Koçaker

Kalemin Secdesi