Tekneler ve İnsanlar

Denizin kokusunu çekti içine. Öyle sık soluk alıyordu ki sanki uzun bir yolculuk öncesi son vedalasmasiydi en sevdiği ikinci şeyle. Rüzgâr göz yaşlarını yüzüne üfürürken tebessum oluştu gülmeyi unutan yüzünde. Karabulutlar, rüzgar ve coşan deniz birkaç güzel anıyı getirmişti ona. Yalnız olmadığı birkaç anıyı...

Ellerini yamalı, eski paltosunun cebine koydu. Gözleri suyun üzerindeki boş teknelere takıldı. Tekneler suyun üzerinde sağa sola savruluyor lardı. Aynı benim gibiler diye geçirdi genç adam içinden.

Hırçın deniz her seferinde daha da coşuyordu; adeta tekneleri yutmaya çalışıyordu. Ama tekneler her seferinde tam dalgaların arasında kaybolmuşken yine geri geliyordu, adeta denize meydan okuyor onunla savaşıyordu.

Peki ya kendisi durabilecek miydi hayat denizinin hırçın dalgaları üzerinde tıpkı tekneler gibi? Tam o anda rüzgar yanından geçerken düşüncelerini fısıltılı şarkısıyla bozdu; "onları umursayan, merak eden, bekleyen birileri ve tutan bir çapası var. Belki bir ailenin tek geçim kaynağı ya da bir yaşlı çiftin tek eğlencesi ama senin bir bekleyenin bile yok."

Genç adam umudunun son kırıntısını da denize attı. İpi kopmuş uçurtma yanından ıslık çalarak geçerken...

Rüzgar denizin üzerindeki son anıları da toplayıp getirmişti. Demli çay kokusu ve hep ikiye böldüğü sıcak simidin kokusu geldi burnuna. Ardından 3 saat uğraşı sonrası tuttuğu bir kova balığın merhametli bir el tarafından denize döküldüğünü hatırladı. Hiç kızmamıştı. Hatta o gün baya gülmüşlerdi.

Peki şimdi atsa kendini en sevdiği için denizlere güler miydi sevgili yine yüzüne? Kızmazdı belki de.

Genç adam bir ayağını kayalıktan aşağı sarkıttı, ardından geri çekti. Tam o anda denizin şarkısını işitti; "sen korkak bir adamsın bir işi beceremezsin. O ölürken de bir şey yapmadın, şimdi de yapmayacaksın korkak! Korkak!"

Gencin dudakları aylar sonra bir söz için aralandı "ben korkak değilim"

Karanlık deliniyor, sevgili somurtuyor, tekneler ölü gibi duruyor suyun üstünde. Herşeyi izleyen istanbul son sözleri söylüyor... "Sen korkarsın fırtınayı atlatamadın evlat. Kolay olanı yaptın savaştan kaçtın fırtına dinerken.

Tekneler usul usul salınıyor, güneş bulutları deliyor, sevgili ağlıyor...

A.p