Bir Parça Gözyaşı

Bağırdı hayat.. Tüm sillelerini yüzüme vurdu. Ufacık bir umut yakalamışken takıldı çelmeler ayaklarıma. Yoruldum.

Dizlerimin bağı çözüldü rüzgar çığlıklar içerisinde bedenimi sararken kendi hudutlarımda bir ağaç oldum onca yaprak doldum, meyve doldum. Bir avuç hasret vardı dudaklarımda söylemedim tohumlarıma kazma vurdum.

Kulağım çınlamış, ay ışığı yüreğime dolmuştu. Kendimi gördüm yüreğimin dehlizlerinde bir oğlan çocuğu oldum. Bir nefes bıraktım doğduğum rahime, bir toprak parçasında gömülü bir çiçek oldum. Düştüm toprağın canına yağmur damlaları oldum. İz bıraktım adımlarımda bir yol oldum.

Düşündüm kendimi acaba neden bu kadar huzursuzdum? Yürürken devirmiştim tüm engelleri ve aslında mutsuz olmam için bir sebep yoktu. Dile geldi yalnızlığım yüzüme tokadını vurdu. Beni bu hale getiren yalnızlıktı belki bilemedim ama bir parça gözyaşı akıtmak isterdim canını yaktığım her şeye. Olmadı.G ergin yüzüm,ellerim kurumuş toprak, ayaklarım ağaç kökleri. Secdeye varmışım yaradana uzunca bir ah çekerek derdimi anlattım O'na. Sarmış dikenli teller dört bir yanımı düşüncelerin arasından çıkamaz, ruhumu temizleyememiştim. Bir çıkar yolu bulamıyor aptalca düşüncelerle kendi çevremde dönüp duruyordum.

Bu gece..

Şeb-i yelda..

Biliyorum hayat beni asla affetmeyecek, işlediğim tüm suçların bedelini vicdanımla ödetecek, beni bu halde karanlığa gömecekti. Sustum. Güldüm halime kendime kızdım. Neden? Herkes gibi bende umursuzca yaşamak, hayatı gülerek geçirmek istedim ama yapamadım. Bunu hiçbir zaman becerememiştim. İnsanları düşündüm. Gerçeği görmeye başladım. Kimsenin aslında her zaman mutlu olmadığını sadece öyle görünmeye çalıştıklarını fark ettim. Yüreğimde cam kırıkları..

İnsanlar gibi olmak konusunda hayal kırıklığına uğramıştım ancak aslında herkesin benim gibi olduğunu düşününce içim biraz rahatlamıştı. Korkunun ecele faydası olmadığını görmüştüm çünkü korkunca herkes mutlu gibi davranıyordu. Bense kendimle yüzleşiyordum. Hiç kimse günahsız değil o yüzden kimse mutlu olamazdı. Hepimiz günahkardık, bir an için sustum.

Etrafıma baktım ve içimi bir korku kapladı. Onlarca insan içerisinden belkide cennete gidebilecek çok az kişi vardı. Üstelik bunların kim olduğu belli değildi, eğer belli olsaydı ben bile koşarak şefaat dilenirdim onlardan. Yıllardır olmayan bir şey oldu yüzüm buruşmuş dudaklarım gerilmeye başlamıştı. Onlar için, benim gibi olan tüm günahkarlar için üzülmüştüm.

Bir parça gözyaşı akıttım gözlerimden, yıkık tüm hayaller, tüm insanlar için.