Ali Altay Sine: Afiyet Olsun

Öncelikle ülke gündeminden birebir haberdarım, neler dönüp, kimlerin **** pohpohlanıyor, amaçlar, planlar tüm bu zımbırtıların farkındayım. Siyasetten nefret ederim. Ne var ki nefret etsem de ülkenin sorunlarına eğilince ister istemez siyasetin dibine çekiliyorsun. Taraf tutuyorsun en basitinden, mecbursun da. Mizacım gereği yanlışın yanında olacak halim de yok, yalan dolan, sahtekarlık bana göre değil, tüm bu oyunlar kimin işi, bunu da söylemeye ne lüzum var, iyi bildiğinize yemin edebilirim.

Kendimi yazar olarak görmüyorum, maksadım hep içimi kemiren duygulardan kurtulmak için yazmaktı. Bu böyle de akıp gidecek yıllarca, ta ki başka bir yola çekilene dek. Köşe yazılarını okumaktan keyif aldığım insanlara bırakıyorum memleket meselelerini. Farkındaysanız hiç susmadım, konuştum durdum ama neye yaradı, atı alan hep Üsküdar’ı geçti. Bir **** yaramadı vesselam. Size bir şey söylemek istiyorum; bu ülkede yaşamak, hele hele her şeyin farkında olarak yaşamak, kanser olduğunu öğrenip bile bile sona yaklaşmakla aynı duygu yoğunluğunda, aynı üzücü tablo, aynı depresif haller... Ha umut var mı? Umut olsa neye yarar, son bariz; yok oluş.

Bugün çok karamsarım, size iyi şeyler söyleyecek ne gücüm var ne de kalbimde zerre pozitif duygular... Acı şeyler söylemek istiyorum bugün, bir şeyleri yüzünüze vuracak kadar cesaretim var. Bu ülke için ölene kadar hizmet edebilirim. Aç, susuz, beş parasız yaşayabilirim. Gerekirse ölebilirim –bir zamanlar- Bir zamanlar tıpa tıp böyleydim ben, ülke aşkı kalbimi cayır cayır yakarken, ‘’vatan,millet, Sakarya’’ naraları atardım sokaklarda eşe dosta. Hepiniz attınız o naraları, gerekirse vatanınız için öldünüz rüyalarınızda, düşüncelerinizde kahraman oldunuz, hala da olanlarınız var –saygı, hürmet sonsuz- demem o ki bu ülkeyi sevdiniz, ben de sevdim, seviyorum da –yalnız ülkemi- İnsanlarını sevemez oldum son zamanlarda, Türkler böyledir, Türkler şöyledir sözleri masal gibi geliyor şu sıralar.

Buna ben gerçekle yüzleşme diyorum. Yüzleşiyorum da, anlam veremediğim şekilde herkes ayrı bir tarafta, birileri zaten ülkenin içine ederken, birlik beraberlik içinde olacağınıza, sizler kendi içinizde dahi bütün olamıyorsunuz. Bu Ejderhaya karşı beş insanın savaşması ama o beş insanın da arada bir birbirlerine tekme atmasıyla birebir aynı. Sizlerden nefret ettiğimi söylesem çok kızar mısınız bana?

Bugün Cumhuriyet Bayramı’ydı. Bu ülke insanının bayramı’nda kutlama yapmak isteyenlere müdahale edilecek kadar biz nerde hata yaptık? Hangi ülkede yaşıyorum ben? Bu benim ülkem mi?

Atatürk sana o kadar imreniyorum ki, çok güçlüsün, inançlısın, bu millete çok inanmışsın ama ben yapamıyorum, bu millete güvenemiyorum. Başka ülkelerin hayalini kuruyorum, gelecek planlarımı farklı farklı yerlerde yapıyorum. Yaşanmaz geliyor bu ülke bana, zindan geliyor vücuduma.

Kısaca sizi sevmiyorum. Bir zamanlar size olan sevgimi yok ettiniz. Bölündünüz, ayrıştınız, öldürdünüz, öldünüz. Karanlığa doğru çekiliyorsunuz ama hala birbirinizi yiyorsunuz, afiyet olsun!!!