Canan ve Fikret (2)

Gözündeki yaşlar dinmek bilmez Canan’ın. Artık , dayanacak gücü kalmamıştı. Annesinin gelmesini beklerken kapı çalınır..

Gelenin kim olduğunu merak eder ve kapıya doğru ilerlemeye başlar Canan. "Kim o" diye seslenir. Kapıdaki kişi " Polis, açar mısınız kapıyı" der.

Canan şaşkındır. Hemen kapıyı açar. Karşısında iki tane polis ve bir kaç iyi giyimli adam vardır. Meraklı gözlerle polise bakarak ;

- "Hayırdır ? Neden geldiniz ?" der.

- "Hanımefendi, arkadaşlar icra için geldiler.  Kefil olunmuş, para ödenmemiş ve size bu borcun ödenmesi için ihbarname gelmiş fakat siz yine de ödememişsiniz."

- "Ne borcu ? Biz bir şey almadık ki Memur Bey ?"

- "Fikret G.. kefil olmuş Ali Alem'e. Ali Alem'e ulaşılmadığı için Fikret G... ödeyecek bu borcu. "

- "Ne yaptın sen Fikret , ne yaptın" diyerek ağlamaya başlar Canan.. Ne olup bittiğini tekrar sorar ve Polis anlatır tüm olan biteni. Kapıda bekleyen icra memurları işlerinin yoğunluğundan bahsederek işleme başlamaları gerektiğini söyler.

Canan bir kez daha yıkılmıştır.  Evden eşyalar alınırsa çoluk çocuk ne yapacaklardı ?  Polise ve icra memurlarına yalvarmaya başladı , çocuklarının durumundan, evde eşyasız kalırlarsa ne yapacaklarından bahsedip eşyaların alınmamasını istedi ağlayarak.

Ama emir alan memurlar ne yapabilirdi ?

İçlerinden birisi "Hanımefendi işimizi zorlaştırmayın lütfen, ben Avukat Selim. Ödenmesi gereken meblağ ödenmemiş, kefil olmadan önce bunu düşünecektiniz " dedi.

Canan bu durumdan habersiz olduğundan bahsetse de polis memuru Canan'ı hafifçe iterek içeri girmeye çalıştı. Canan direnmeye çalıştı fakat başaramamıştı. İcra memurları ve Polis bu durum için üzgün olduklarını fakat işleri gereği bunu yapacaklarını söylemişti.

Bir anda Canan'ın aklına çocukları gelmişti. Hemen içeriye girerek çocukları yanına çağırdı. Çocuklar her şeyden habersiz Annelerinin yanına gelmişlerdi. Canan "çocuklar bizim işimiz var, siz Halime Teyze'nizin yanına gidin , birazdan Anneanneniz de gelecek zaten" deyip çocukların kollarından tutarak komşuları Halime Teyze'ye gittiler. Zaten kapı önünde olanı biteni anlamaya,görmeye çalışan Halime Hanım, Canan Hanım ve çocukları görür görmez çocukların ellerinden tutarak içeri aldı.

Çocuklar bunu görmemeliydi. Evlerinden çıkacak olan eşyalar onların doğduklarından beri kullandıkları eşyalardı. Bir de onların götürüldüklerini görmeleri Canan'ı daha fazla üzecekti..

Canan İcra memurları eşyalara bakıp tutanak tutarken bir köşede durmuş onları seyrediyor, bir taraftan da ağlıyordu.

Birden "Canan" diye bir ses duyuldu kapının oradan.

Gelen Annesiydi..

Annesi Saniye Hanım 3 yıl önce eşini kaybetmiş, yalnız başına yaşıyordu. Haftada 1-2 defa kızının yanına gelir, çocuklarla vakit geçirirdi. Kızı Canan'ın Fikret'le olan anlaşmazlıklarına şahit olur karı koca arasına girmeyeyim diyerek ses çıkarmazdı. Fakat bu durum onu çok üzüyor kızıyla konuşmak istiyordu lakin kızı çağırıp konuşmadıkça o da ses çıkarmıyordu.

Saniye Hanım içerideki insanları görünce "Canan , ne oluyor kızım, ne yapıyor bu insanlar " diye sordu.

Canan ağlayarak ; "Fikret'in işleri yine Anne" deyip Annesine sarıldı.

Durumun ne olduğunu anlayan Saniye Hanım bir an evvel icra işlemlerinin yapılmasını , sonrasında kızını ve torunlarını alıp evine götürmek istiyordu. Bu yapılanlar bardağı taşırmıştı.

Annesi oracıkta, "artık boşanacaksın bu adamdan, yeter, biz bize yeteriz, neden kendini üzesin ki bu kadar kızım" demişti.

Canan ağlayarak , "Anne ....."

( devamı yakında... )