Çatışma Ahlakı

ÇATIŞMA AHLAKI

İnsanlık var olduğu günden beri sürekli bir çatışma halindeyiz.İlk insanlarda doğayla, hayvanlarla yada diğer insanlarla yaşanan bu çatışma hali; modern insanda yerini tamamen diğer insanlarla ve kendi iç dünyamızla yaşanan savaşa bıraktı.Tarih öncesi insanları avlanmak,barınmak,hayatlarını devam ettirmek için bir aslanlaya da sel gibi afetlerle mücadele ederken,günümüzde insanoğlu iç içe geçen sosyal yapının da etkisiyle etrafındaki insan ordusuyla çekişmeye girmeye mecbur kaldı bir bakıma.İşte,evde,yolda,trafikte aklımıza gelebilecek heryerde muhattap olduğumuz insan sayısı günbegün artıyor.Ve haliyle insan ilişkilerinin getirdiği kaçınılmaz çatışma hali sarıyor etrafımızı.Kimi zaman otobüs şöförüyle,kimi zaman evde eşimizle ya da yolda tanımadığımız herhangi biriyle anlaşamadığımız zaman çeşitli tepkiler veriyoruz,tepkiler alıyoruz.Diyalektiğe göre insan zıtlar arasındaki çatışmayla gelişip evrilir.bu görüş kimileri tarafından kabul edilmese bile günlük hayatta sürekli zıtların çatışmasını yaşadığımız yadsınamaz bir gerçek olarak çıkıyor karşımıza.Bu noktada sorulması gereken asıl soru şudur:Yaşadığımız çatışmalarda her yol mübah mottosunu mı savunacağız; yoksa ahlaki değerleri elden bırakmadan mı girişeceğiz bu mücadeleye?

İtalyan düşünür Machiavelli “amaca giden her yol mübahdır” demiştir.Toplumda çoğu zaman kabul gören”Makyavelist” felsefeye göre gole giden futbolcuyu formasından çekip düşürmekte ahlaki açıdan bir mahsur yoktur.Oyunun kuralına göre hakem sana kart gösterir,onun dışında vicdani bir durumu yoktur bu durumun.Peki bu felsefe insanın fıtratına ne kadar uygundur?İnsanın gece kafasını yastığa rahat koymasını engel teşkil ediyor mu?Bu soruya verilecek cevap insanın kendi iç dünyasında yapacağı muhakemeyle sabittir.Bu felsefeye karşı çıkan tezlere göre ise amaca giderken göz önünde bulundurmamız gereken önemli değerler vardır.Yani gole giden futbolcuyu arkadan çekmek etik değildir.Her ne kadar hakem tarafından cezalandırılsan bile kendi içinde seni huzursuz eden bir harekettir.Ve düşürdüğün futbolcuya karşı da vicdani sorumluluklarının bilincinde olmalısın.Her iki durumda da karşılaştığımız tepkiler farklı olacaktır haliyle.Verilen bu tepkilere göre ilerde takınacağımız tavırlarda da değişiklik olacaktır.Etik değerleri elden bırakmadan, vicdanın sesiyle takınacağımız tavırlar karşısında göreceğimiz olası zararlar sonraki ilişkilerimizde bazı değerleri göz ardı etmemize sebep olabilir.Dış dünyayla süregelen bu ilişkiler silsilesi kendi iç dünyamızdaki çatışmaların da seyrini belirlemede etkili olacaktır.Herhangi bir olaya şu anda gösterdiğimiz reaksiyon, kendimizle giriştiğimiz mücadele sonucunda ortaya çıkmıştır.Önceki zamanlarda yaşamış olduğumuz bir olaya o an verdiğimiz tepki ile şimdi verdiğimiz tepkinin farklı olmasının sebebi nedir peki?Olaylara daha olgun mu yaklaşıyoruz?Tecrübeli miyiz artık?Yoksa çatışmadan galip ayrılmak için makyavelist mi olduk?Vereceğimiz cevap hangisi olursa olsun geri dönüşü olmayan yola çoktan girdik.Günbegün değişiyoruz.Sebebini kendinize sorun.Eğer içinize sinen bir cevap alabiliyorsanız sımsıkı sarılın o cevaba.