Ahir Zamanda Genç Olmak

AHİR ZAMANDA GENÇ OLMAK

Ben bir ahir zaman genciyim. Ahir zamandan yazıyorum sana ey Allah’ın Habibi. Ama bu kez sana kendimi şikâyet etmek için geldim. Neresinden başlayayım bilmiyorum isyanla geçen ömrümün. Çağın arkasına saklanıp tesettürümü moda tacirlerinin elinde hunharca katledişimi mi? Yoksa arkadaşlarımla sohbet ederken pasta, böreğin yanında içi kan dolu ama üzerini şerbetle örttüğüm gıybetlerimi mi? Ya onun bunun övgüsünde yitirdiğim ihlasım? Aman Allah’ım! Desinler diye yaptığım içi boş amellerim. Namazımdan, ahlakımdan, duruşumdan, kimliğimden verdiğim tavizler… Ölümlü dünyanın ölümlü işleriyle öldürdüğüm vakitler… Ah benim zavallı gençliğim!

Ve ben ya Rasullallah… Ben bir ahir zaman genciyim. Şimdilerde günahını koluna takmış, hayânın gölgesinden dahi geçmemiş, gafletle sarmaş dolaş gençler var. Çağdaş mücahitler(!), son moda mücahideler(!) var. Oysa senin Sümeyye’lerin Yasir’lerin vardı. Senin sevdalıların vardı. Tertemizdi sevdaları. Dünya değmemişti daha. Onlar şahit olarak yaşayıp şehidi oldular bu dinin. Bunlar ölüyorlar. Gel kurtar Ya Rasulallah! Gel ki sana muhtacız. Gel ki ayır hak ile batılın arasını ilk günkü gibi. Çağın tağutları tespih taneleri gibi koparıp dağıttı bizi. Dağıldık biz Habibim. Gel ki toplasın bizi ezanı Muhammedi. Ashabını da getir gelirken. Ebubekir’in dostluğuyla gel. Ömer’in kılıcıyla gel. İslam’ın ilk öğretmeni Musab’ın hicretiyle gel.

Ve ben Ya Rasulallah… Ben bir ahir zaman genciyim. Çağın gerileyen adımlarına uyarlanmış bir dini koydular önüme İslam diye. İnsanların kalbi o kadar temiz ki namaz kılmaya gerek yok(!). Kur’an-ı Kerim’e o kadar saygı gösteriliyor ki(!) evlerin en yüksek yerine konuluyor ve müzik yerine kapatılan hep o oluyor. İslamiyet yetim bir çocuk gibi cami avlusuna terk edilmiş. İçine bile girememiş. Çünkü içeride cemaat yerine cemaatçilik var. Bizler ümmeti paramparça eden ırkçılık ve mezhepçilik putlarını başköşeye oturttuk. Tefrikalarla süsledik. Ayrılık kokarken mihraplarımız zalimin zulmüne dur diyemedik. Sen üstünlük ancak takva iledir diye buyururken bizler Yahudi mesleğiyle büyüdük. Bu yüzden şadırvanlarımızda Müslüman kanıyla abdest alınır oldu. Ümmetin sessizliği öldürüyor genç dimağları. Sen kucak kucak sevgi tohumları ekerken gönüllere bu ümmetin çocuklarına kucak dolusu bombalar yağıyor. Bu ümmetin çocukları daha çocuk olamadan ölüyor. Bu ümmetin anneleri boş beşik sallıyor. Çocukların hayalleri yok. Mermilerin arasına sıkışmış gülüşleri. “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” derken Rabbimiz, bizler ayrılığa müptela olduk. Kardeşlik ensar ile muhacirin avuçları arasında kalırken bizler de zalimin zulmüne kaldık.

Ve ben Ya Rasulallah… Ben bir ahir zaman genciyim. Bizler öldüremedik içimizde kök salan putları. Kıramadık kalbimizi körelten mal, makam, şöhret putlarını. Atamadık içimizden ne Mecnun ne Leyla putunu. Mekke fethedilip küfrün belini kırarken sahabeler, bizler yeniden inşa ettik küfür sokaklarını. O gün Bedir’de öldürülen Ebu Cehil ahlakını bizler öldüremedik içimizde. Haramlar son moda bu devirde. Âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamberin ümmeti son moda günahları işliyor. Heyhat, heyhat! Bize de bu yakışırdı zaten. Ne ektik ki ne bekliyoruz. Sabah namazlarına aman uykusu bozulmasın diye uyandırılmayan gençlerden Ali olmasını bekleyemezdik ya. O daha çok küçük oruç tutamaz diyen annelerin evladı ne bilsin iffetin tadını. Daha küçücük bir kız çocuğuyken hayâsı gözlerinden alınmış bir genç kız tutabilir mi ki hayatı Meryem’in bıraktığı yerden? Meryem’ce tutabilir mi ki oruçlarını? La diyebilir mi ki çağın putlarına İbrahim’ce? La diyebilir mi ki Yusuf’ça Züleyha zihniyetine?

Ve ben Ya Rasulallah… Ben bir ahir zaman genciyim. Aldanmışım. Cahilliğin, ahlaksızlığın, iffetsizliğin tanımını özgürlükle karıştırmışım. Bile bile hükmünü yerine getirmediğim her ayette ve harama koştuğum her adımda Allah’a savaş açtığımı unutmuşum. Şeytandan gelen vesveselere beyaz gömlekler giydirmişim hep. Ben senin sünnetinle aynı masada oturamadım efendim. İnatlaşırcasına İslam benden neyi istediyse tersini yaptım. Rabbimin buyruklarından kaçtım hep. Oysa ben Müslümanlardandım. Yani teslim olanlardan… Ama ben teslim olamadım. Modaya, internete, israfa, ahlaksızlığa ve dünyaya teslim oldum da bir tek âlemlerin Rabbine teslim olamadım.

Ve ben Ya Rasulallah… Ben bir ahir zaman genciyim. Çok unutkanım ben. Ya da bile bile unutanlardan. Unuttuklarımdan biri de ayaz dokunuşlu ölümdü. “Her nefis ölümü tadacaktır.” derken Rabbimiz ben dünya desenli yorganımı daha çok çektim üzerime. Oysa o hep benim yanımdaydı. Sabahları kahvaltı masamda, okuldayken defterimin yanı başında, sokaktayken sırt çantamın ön cebinde… Dünyalık bir sınava çalışırken içtiğim çayın ilk yudumunda ya da kitabımın mavi desenli beyaz sayfaları arasında… Belki de bir yaz yağmurunun son damlasında ya da yaratıcısını düşünmeden izlediğim yıldızlı gecenin hemen ardında… Ve her yerde…

Ve ben Ya Rasulallah… Ben bir ahir zaman genciyim. Ne çok isterdim bu zamanda bir genç olmak yerine asrı saadette üzerine basılıp geçilen bir kum tanesi olmayı. Mekke fethedilirken sahabenin “Allahu Ekber” nidalarına karışmayı. Kabe’de ki putları kırıp küfrün hayâsız suratına ‘La’ diye haykırmayı. Hz. Hatice (r.a) annemizin sadakatinde bir kuş tüyü olup sevgilinin gönlüne konmayı. Bedir’de, Uhut’ta, Hendek’te savaşıp uğruna can olmayı. Ne çok isterdim hicrete giden yol olmayı. Medine olup peygamber ve dostunu karşılamayı… Ayetler süzülürken nebinin dudaklarından birer birer toplayıp hafız-ı Kur’an olmayı. Sana sahabe olmayı ne çok isterdim.

Ve ben Ya Rasulallah… Ben bir ahir zaman genciyim. Ben kendimi de bu ümmeti de sana şikâyet ediyorum Allah’ım. Çıkamıyorum düştüğüm bu ahir zaman kuyusundan. Ne olur kurtar beni. Yitirdiğim ihlasımı bulmama yardım et. Moda zindanlarında zincirlere vurulan tesettürümü özgürlüğüne kavuştur. Bana çizdiğin o yolda Musab gibi yürümeyi öğret. Meryem’ce bir oruç tuttur ömrüme. Yusuf’ça bir iffet kondur yüreğime. İçine düştüğüm bu ahir zaman ateşinden İbrahim’ce kurtar beni. Hacer’ce koştur beni sevdiğin amellerin arasında. Sen affedicisin Allah’ım. Affetmeyi seversin. Beni de affet. Bizi de affet.