Kendime Ayar

Hiçbir işi ciddiye alarak yapamam ben. Zaten dayanamam gülerim de. Yamuk gülerim. Bak işi ciddiye aliyim gör gülüşümü. Yatarak resim çekilirim, ayakta boydan çekilemem, yani resim için ayakta duramam. Nasıl duracağımı bilemem. Bir şeyi bir şey için, o hani olsun diye yapamam. Yapamıyorum daha doğrusu. Böyle hebele hübele çıkıyorum sonra. Hatta otururken bile ellerimi nereye koyacağimin hesabını yapmaya çalışırım ama sonunda yine Kamuran abi gibi boşta çıkarlar. Yeni yürümeye başlamış çocuk gibi de durmuyor işin kötüsü. E düşünmüşüm ya üstüne doğallığı mı kalmış artık. Duruş muruş yalan. Len daha benim hayatta bir duruşum yok ki. Gülerken yıkılırım ben. Nasıl resim de güzel çıkayım? Ben daha nereden güzel çıktığımın bilincinde değilim ki, bana hangi rengin yakıştığının falan. Millet ne çok şey biliyor oysa fiziği hakkında. Neresinin en güzel olduğunu, neresin de gamze olduğunu... Bana daha geçen yıl gamzen var dediler de onlardan öğrendim. Bu millet var ya aynalara bakıyor yıllarca biliyor tabi resmi, e o da bir kültür doğrusu ezberliyor ne gider ney gitmez, bense içimde kayboluyorum nedenlerim, niçinlerimle boğuşuyorum. B.k var. Ne lazım bana de mi, sanki dünyayı kurtaracam. Takı törenlerindeki resimlerde güzel çık yeter. Çıkıyor mu kendini bildiğin, tanıdığın resimler de? Hayır, hiç olmadı yeniliyor içiliyor mu? Yok! O zaman naapsın millet senin içindeki San francisco nu. Çekil de otur yerine. Şimdi yaş pastanı yiyebilirsin.