Vazgeçebilsem...

Vazgeçebilsem kalbinden;

Gün olur düşersin aklıma, ben engel oldukça zorlarsın kalıcı olmayı. “kal” diye isyan eder iç sesim sana. “kırdım mı ?” diye düşünür kalbim seni. Kalbimle iç sesim savaşa girer geldin git diye. Okadar da içime işlemişsin. Gün oldu, bitmek üzere. Dört duvar karanlıkta, kokun çarpar yüzüme, sesin çınlar kulaklarımda, kalbim ister kalbini... yastığa başıma koyduğum an göz göze geliriz tavanla. Ne dertlerimi paylaştım onunla. Göz göze gelince bana çözüm aramak istediğini görür gibi oluyorum tavanımın. Tavanda bir karmaşanın içinde. Tavan bile bana bu denli yakınken, sen niye bukadar uzaksın. Yakınsın aslında, bir düşünce kadar, bir kalp atışı kadar. Uzaksın aslında, ağladığımda başımı omzuna koyamayacağım kadar, kalp atışını duyamayacağım kadar. Çelişkiler bir an olsun bırakmaz mı insanın aklını ? gün batarken geldiğin akla, gün doğarken çıkmayı bilmezmisin ? artık yalnız kalmak istiyorum aklımla. Aklımı tanımak istiyorum. Sen varken tanıyamıyorum onu. Gelme artık, geçerken bile uğrama aklımın, kalbimin kıyılarına. Karada kal sen. Kıyımda yalnız bırak beni. Denizin getirdiği suyun hışırtılı seslerini dinleyip bana söylemek istediklerini anlamak istiyorum. Gemini kıyılarıma bağlama. Tutmakta zorlanıyorum artık. Halatın eskimiş, inceldiği yerden kopacak. Bırak kopsun, tutunmaya çalışma. Kopsamı yoksa inceldiği yere bir düğüm mü atsam diye düşünme. Aklımı ve kalbimi gitgellerinle yorma. Bırak kopsun, suyun akıntısına kapılıp bulursun kendine bir kıyı. Ama düğüm atma. Düğümü çözmekle uğraştırma beni, karıştırma duygularımı. Bazı şeyleri zorlama artık. Karaya vur, sığınacak kıyılar gez. ama bana halatını atma. Bilirim, bilirsin. Tutarsam halattan, bedenim değilde duygularım ağır geldiği zaman kopar. Düğümledim deme, bilirim ki düğümlediğin yer sen gitmeye çalıştıkça ben gitme diye çektikçe kör düğüm olacak. Ne sen ne ben çözebileceğim o düğümü. Ozaman ikimizde kalacağız kıyıda. Belki bir fırtına gelip savuracak bizi. Düğüm kopacak ozaman. Veda bile edemeden gideceğiz uzaklara. Hatıralar kalacak bir yerlerde. Anılacak zaman zaman. Belki şiirlerde bile yer verilecek. Zaman geçtikçe hatıralarda yerini birinin hatırlatmasına bırakacak. Şöyle yada böyle derken hatıralar unutulup gidecek. Yaşanmamış sayacağız, çünkü hatırlamıyoruz. Hayat bu ya, dünya küçük. İllaki geleceğiz göz göze. Unutulan yaşanmışlıklar. Bir bıçak gibi oturacak kalbine. Nefesin kesilecek, kalbinin atışına kulak verdiğin zaman ritmin değiştiğini hissedeceksin. Pişmanlıklar saracak belki içini, belkide iyikiler. Gidende olsan kalanda olsan yanacak canın. Unutulanlar hatırlandı ya bir kere bırakırmı şimdi aklını. Yine gecen gündüzüne karışmış, tavan sana dert ortağı, rüzgar yine onun kokusunu getirir olmuş, gözlerin yollarda onu arar olmuş... bitti dediğiniz sevdalar, yarım kalanlardır. Yarım kalmasa hatırlanırmıydı bir yerlerde. Şimdi karıştırdık yine duyguları, akılları, kalpleri, yürekleri. Şimdi yürü çıkmaz sokakta istediğin kadar, bu yol bitmeyecek.

ESENGÜL YILMAZ