Kaybolan İnsanlık

Sahip çıkmalıyız... Bizi biz yapan ne varsa geçmişten geleceğe bizde iz bırakan her ne varsa. Çocukluğumuzu, oradaki huzuru, saflığı, mutluluğu, koşulsuz sevgiyi unutmayıp taşımalıyız yanımızda. Çocukken sahip olduğumuz birçok güzel duyguları kaybetmemeliyiz. Şimdilerde göremiyorum insanlarda bu bahsettiğim duyguları. Hepsi öldürmüş hem duygularını hem çocukluğunu. Sanki hiç çocuk olmamışçasına sanki eskiden olan o saf duyguları barındırmamışçasına yaşıyor her biri. Çok zor artık eskisi gibi olup yaşayabilmek. Bu çağa ayak uydurmak için yeni olmak lazım eskinin modası geçmiş. "İnsanlık" geçmişte kalan geçmişin bir parçası artık. İnsanca yaşamak ise rüyalarımı süsleyen geçmişten gelen bir kesit sadece. Rüyalarımda yaşıyorum o güzel günleri aslında yaşanılması gereken ama yaşanması hayli zor olan o günler rüyalarda artık. Gözlerimi açtığımda gün ağarmıyor artık. Her gün yeni bir umuttu eskiden. Geleceğe bakan bir çift gözden gelen umut ışığımı kaybettim ben uyandırmayın bitirmeyin rüyamı ! Çağa ayak uyduracağız diye değiştirdiğiniz duygularınızla, öldürüp ardınızda bıraktığınız cocukluğunuzla mutluyum ayaklarında yaşamaya devam edin. Kendiniz olmayan boşluklar yaratın her geçen gün boş hayatlarınıza. Zavallı "insanlık" olmaması gereken bir çok sey varken olman gereken tek yer olup yoksun bu hayatta. Sözde insanların yaşadığı bu dünyada "insanlar" tarafından yok edilen zavallı insanlık ! Ölmüştün zaten, tekrardan ölmene öldürülmene gerek yokken bir daha yok oldun aramızdan. Tıpkı çocukluğuma olan özlemim gibi sana olan özlemimde arttı son yıllarda. Ben büyüdükçe sen küçüldün... Ben hiç büyümek istemedim büyüyünce daha çok istemedim, eminim sende bu denli unutulup yok olmak istemezdin. İnsanlığını kaybetmiş bir hayatta insan kalabilmek, büyümek, küçülen insanlığa rağmen büyük kalabilmek çok zor.