Bediüzzaman

Önce Batı`ya yönelerek peşine düştüğüm hakikati, yine Doğu`da buldum. Doğu`da ise, en parlak yıldız olarak Said Nursî`yi tanıdım… diyor Cemil Meriç. Cemil Meriç,
Türk intelijansiyasının en parlaklarından,
adeta yürüyen kütüphane..

Yine Meriç diyor ki Bediuzzaman için : Tanzimat`tan bu yana, İslâm tefekkürünü temsil makamında, bir tek onu tanıdım.
Başka hiçbir şahsiyet, bu makamı dolduramıyor, hakkını veremiyor.
Cemil Meriç’in bu tespitinin en büyük delili bütün Risale-i Nur Kulliyatıdır..
Bu eserleri okuyan herkes görecektir ki,
İslâmî tefekkür sahasında Risale-i Nur segmentinde başka bir eser yok..!

İslâmî tefekkür başka şey, İslam’ı müdafaa başka…
Herkesin İslam’ı müdafaa vazifesine soyundugu tanzimattan bu yanaki süreçte
birtek Bediüzzaman farklı bir tepeden haykırıyor hakikati:
Kur’an vekil istemez diyor Bediuzzaman,
ayine ister ..
ve Kur’an’a ayine olmayı ders veriyor tüm insanlığa.
Kur’an’a ayine olmak, yani insan olmak..

Gafletin şuura,
dalaletin istikamete,
batılın hakka,
küfrün imana
galip gibi goründüğü bir çağda;
imanın, hakkın, istikametin, şuurun
nidasıydı Bediüzzaman..

Savaşta
güllelere
göğüs geren
bir kahraman.. Bu kafirin güllesi beni öldürmeyecek diyor Bediüzzaman.

Zalim, cebbar kumandanların karşısında
İslam’ın cesur mümessili..

Tefekkür ederken
bütün kainattan
Halık’ını soran
bir seyyah.. Satır satır okuyor bütün mevcudatı.

Herbir risale imanı terennüm ediyordu..
Kainatın sahifelerinde imanı okuyordu herbir risale..
İmanın herbir hakikatına tüm mahlukatı şahit gösteriyordu adeta..
Böyle bir iz’an “huzurî bir tevhid melekesi sahibi” yapar insanı diyor Bediüzzaman..

Ve Bediüzzaman dağların başında, zirleverde.. Her maniye rağmen haykırıyor risaleleriyle tüm insanlığa hakikatı.. Peygamberimiz(ASM)’nin haber verdiği hakikati..

Ya Rabbî;
ne kırılmaz şevk,
ne yılmaz bir irade,
ne kuvvetli bir gayret,
ne azîm bir iman..

Ve Risaleler, duruyor tüm insanlığın karşısında.. Adeta keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi..

Her bir risalesi bir mürşid, tutuyor insanın elinden ve ders veriyor kainatın manasını..

Her bir risalesi bir haykırış, küfre inat ve küfrü bastırırcasına bir haykırış.. Bütün batıl akımlara karşı Kur’an’ın haykırışı..

Her bir risalesi bütün beşeriyet tarafından anlaşılmayı bekleyen birer kurtarıcı..
Kurtuluş?..
Kurtuluş, yani; dünya ve ahiretin, kainat ve imanın arasındaki muazzam ahenk..