Hürriyetlerini arayan hakikatler esiri olmuştu yalan kelimelerin. Her şey dökülürdü torba diye büzemediğimiz ağızlardan.Öyle ki yalanı hakikate çevirirdik. Dudaklarımız açıldığında gerçek bile yanılgıya düşerdi. Şahit olmak istemezdi güneş yanılgılarla, yanlışlarla dolu bu evrene. Emanet etmeyi istemezdi dünyaya ışık huzmelerini. Sonsuz maviliğin uçsuz bucaksız derinliklerinde süzülen varlıklar bile acırdı gerçeklere. Boşlukta savrulan hakikat ve yalanın mücadeleleriydi bu savaş. Hakikatin kanatları savrulurdu fırçanın dans ettiği bu sonsuz mavilikte. Gölgesinin dahi yanında olmayacağı şekilde zifiri karanlıkta ve yalnızdı. İnsanlardı güçlüyü isteyen. İnsanlardı bu yeryüzünde yalanların esiri. Mesele hakikat ve yalan değildi. Mesele insan ve güçlülüktü. Mesele her şeydi. İnsanların ve evrenin aşkına galip gelen yalan, hakikatın kanatlarına yırtarcasına tutunmuştu. Gerçekler boşluktaki bu zalim oyundan kaçabilecek mi? Yanılgılarla dolu yalan tek gerçekliğini bırakabilecek mi?
Tutsak Gerçekler

YASAL UYARI
Tutsak Gerçekler başlıklı yazı Gözde Erzurumlu tarafından 27 Ocak 2017 Cuma, 07:19 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre