Yalnızlık neydi ?

Gözlerini kapatıp dünyanın en güzel bestesine teslim ediyorum kendimi. Merdivenden inen kişinin ayak sesleri, ön koltukta oturan insanın telefon konuşması ve o uğultular... Hepsinin ritmi farklı farklı geliyor kulağa.
Yalnızlık böyle mi ifade edilir?
Çok yakın ama uzansan dokunamayacak kadar uzak mi sana her sey veya göz yaşların akmadan kuruyacak kadar bitkin hissetmek mi?
Yalnızlık gözlerini kapadiginda duyduğun sesler mi?
Yalnızlık uçurumun kenarında olmak değil mi aslında. Belkide bu tabir oturdugun koltuk kenarından daha bir yakışıyor yalnızlığa. Öyle değil midir,  gözlerini her kapayışında o dalgalarin sesi, kayalara çarpışı, çevreden gelen kuş sesleri ve uzaktan bir esinti bütünleşmez mi bütün vücudunla. Sonra bir ürperti kendine getirir seni. Belkide bir rüzgar esse yuvarlanacaksın uçuruma. İlk dünyaya gözlerini açtığın an gibi. Tek başına doğumun mutluluğunda ama ölümün kucağında...