Ölüm

Sevdiklerinden ayrılmak mı yoksa Rabbin'e kavuşmak mı ölüm?
Bu Dünya'dan vazgeçmek mi yoksa bu Dünya'dan kurtulmak mı ölüm?
Özlemek mi yoksa özlenmek mi ölüm?
Bir kapıdan çıkıp başka bir kapıya yönelmek mi yoksa misafir olduğun bu alemden,sahibi olduğun aleme geçiş yapmak mı ölüm?
Bence;
Veda etmek ardında ise yaşlı gözler bırakmak.
Bir babanın şefkatini görememek.
Bir annenin o güzel kokusunu benimseyememek.
En yakınındakini kaybetmekten korkmak yada hiç tanıyamadan onu toprağa teslim etmek.
Resimlerini baş ucunda saklamak.
Ona dair hatıraları beyninde kodlamak yada sadece yaşanabilecek hatıraların hayalini kurmak.
Ona kavuşmayı beklemek.
Ama kavuşmaktan korkmak.
Keşkelerle beynini kirletmek.
Ama sonra pişman olmak.
Sonsuzluğa hapsolmak.
Ne oluyor,ne olacak bilememek.
Sadece çaresizce beklemek.
Ruhunu Rabbin'e teslim etmek.
Son kalan kemik parçanı bile toprağa emanet etmek.
Sonra o toprağın içinde kaybolmak.
Sevdiklerinin dilinden o güzel dualarını beklemek.
Onlar uzaktan izlemek,keşke bugün de gelseler diye yollarını gözlemek.
Geldiğin yere geri dönmek.
Yapayalnız kalmak.
Farkında olmadan ezip geçtiğin,o ufacık hayvanların komşusu olmak.
"ÖLÜM"
Anlatılması kolay ama beynini yordukça içinden çıkılması zor.
Sadece biraz düşündükten sonra ise;
Bambaşka biri olmaya karar vermek.
O atmosferde  Dünya'ya dönüp,belki korkmuş bir şekilde belki de göz yaşlarıyla birlikte...
Ellerini semaya doğru uzatıp,Rabbine sığınmak.
Ona affedilmek için yalvarmak.
Tevbeler etmek
Sözler vermek,bir daha aynı hatalara düşmemek üzere sözler vermek.
"Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyü'l-kayyûmü ve etûbü ileyhi, tevbete abdin zâlimin li-nefsihî, lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ. Ve es-elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ, innehû, hüve't-tevvâbü'r-rahîm."
"Ya rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişman oldum. Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine tevbe ettim, pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme, yâ Rabbi.
Ve hiç beklemediğin bir anda ise bu kelimelerin teker teker dilinden düştüğüne şahit olmak...