Uyanış

-Neden her sabah bu kadar erken gidiyorsun baba ?

-Kevser kızım , sen yine mi uyandın ? Uyu hadi biliyorsun ki benim işe gitmem gerek.

-Ama biz hiç seninle vakit geçiremiyoruz ki baba. Akşam işten gelip uyuyorsun , sabah yine erkenden gidiyorsun biz seninle hiç vakit geçiremiyoruz.

Mehmet Bey eğilip öper kızını bir baba şefkatiyle ve babasını neredeyse hiç göremeyen , adeta varlığında yokluğunu çeken , ardından gözyaşı döküp gidişini görmek için sabahın altısında kalkan henüz 5 yaşındaki bu küçük kızın gözyaşlarını silip yanağına sanki teselli olsun diye küçük bir öpücük bırakarak türlü düşünceler içerisinde çıkar evden.

Saat sabah 06:00.Mehmet Bey durakta her günkü gibi iş servisini beklemektedir. Yanında da kendisi gibi servisi bekleyen birkaç iş arkadaşı… Fakat tam anlamıyla etrafındaki olayları fark etmeyecek kadar düşüncelere dalmıştır.

Sabah 07:00 den akşam 19:00 a kadar süren çalışma saatleri ve 2 saati de yollarda geçen bir günün ardından akşamları eve geldiğinde yemek yemeye bile hali kalmamış bir şekilde başını yastığa koyduğu gibi uyuyan Mehmet Bey çocuklarının isyanında ne kadar haklı olduklarını anlamıştır. Çünkü kendisi de küçük kızı Kevser’le vakit geçirememenin oğlu Ali’yle oturup konuşamanın üzüntüsünü yaşamaktadır. İş yoğunluğu sebebiyle karısı Leyla Hanımla dahi eski mutlulukları kalmamıştır.

-Düüttt düüüüüüttt ! --Hadi be Mehmet neyi bekliyorsun ?

-Kusura bakma Mahmut Abi dalmışım.

-Bir sıkıntın mı var ? Nedir bu dalgınlık. Yine düşünceler mi ?

-Evet be abi. Düşünüyorum.

-Öyleyse varsın Mehmet. :)

-Dalga geçme abi be. Düşünüyorum. İnsan neden çalışır ?

-Neden çalışır işte para kazanmak için tabiki.

-O kadar basit değil abi. Hayatımızı sürdürmek için yaşamak , mutlu olmak için çalışırız. Emeğimizin karşılığını alarak çocuklarımıza iyi bir yaşam sunmak için çalışırız. Alnımızın teriyle bileğimizin gücüyle çalışırız ki evimizde huzur mutluluk olsun. Çalıştığımız için mutlu olalım mutsuz değil.

-İşçiyiz biz işte görüyorsun. Boynumuzu büküp çalışacağız evimize iki lokma götürmek için. Şükrediyoruz işte ne yapalım ne gelir elimizden.

-İşçi demekle köle demenin eş değer olduğu fakirin fakirliğini , zenginin zenginliğini arttıran bu kirli dünyada her şey insanların soru sormaya başlamasıyla düzelir ancak.

-Hadi in bakalım geldik. Benimde beynimi yıkama.

-Kirli beyinler ancak yıkanarak arındırılır yanlış fikirlerden. O zaman doğrular yer etmeye başlar akılda.

-Hadi hadi kolay gelsin sana. Çok düşünme kafayı yersin.

Mehmet Bey iner otobüsten ve fabrikaya doğru yol alır. Yüzünde Mahmut Abi’yi ikna edememenin verdiği düşüncelerle. Ama bilmiyordu ki içinde bulunduğu çaresizlikten memnun olan bir toplulukla bir şeyleri değiştirmeye imkan yoktur ve çok düşünmenin kafayı yemeye sebep olacağına inanılan bir toplum her türlü zilleti çekmeye layıktır.