Venusun dilberi beni karsiliyor, ayagimin altindan kayip cennetin sulari akiyor, gokyuzundeki ay tetikliyor beni. Bitli bir kaptan bana el salliyor, tanidik geliyor bi yerden kalin burnu ve sert siması.Boynunda zillerle bir keci surusu iniyor dag yolundan cobanin elinde siska bir sopa. Galiba bir koy masalindayim yada itopik bir derlemede. Bana bakan burusuk teyzeler ocaktaki yemeklerini unutmus. Kahvede oturan amcalar tavlada kapi acip kapatirken sigara izmaritlerinin yere dustugunun farkinda degil. Cocuklarin bazilari aralarinda oynarken kendi halinde sessiz bir kiz issiz biyerde kendisiyle konusarak delirmeye basliyor. İste siyah gozlu siyah tuylu karabas geliyor. Kendine hayri olmayan kopekcik birde cevreyi koruyacakmis. Baliktan coldeki kumlardan rahatsizmi diye sormak gibi bisey. Lise sondaki Berru;"hamsi olsam vapur carpar, marti olsam elektrik" diye dusunurken sevdigi kiz Yüsra "ceyizime kanavice fazla yapmisim biraz da igne orgusu oreyim " diye dusunuyor. Herkesin beyni, hucreleri, akli okadar farkli ki herkes icinden gecenleri durmadan disardan soylemeye baslasa herkes hastaliktan olumle bile  karsi karsiya kalabilir. Okadar inanilmaz bir denge ve buyuk bir yaratici varki bunlarin hepsinden haberi var gecmis ve gelecegi bilen duyan bir Allah bu dengenin yaraticisi. Sukurler olsun ki dengem hala yerinde.