Umut Adlı Yılan

Image title


Çok çok karanlık bir diyarda,

Umut atlı bir yılanın sürünerek geçtiği bir çalıda,

Bem beyaz ışık gibi çiçekler tohum vermiş.

Karanlığın diyarını yöneten kral,

Işık hüzmesinin varlığından haberdar olunca,

Ordusunu toplamış ve umut diyarına doğru yola çıkmış.


Çiçeklerin güzelliği ve parıltısı ülkeye kısa zaman da yayılmış.

Karanlıkla bulanan halk,ışıkla aydınlanmaya başlamış.

Günden güne büyüyen kalabalık kralın dönüşüyle tekrardan karanlığa boyanmış.

Kral aydınlığın önüne gölge gibi düşerken,

Çiçeklerin karşısına çıkmış ve onları öldürmeye karar vermiş.


Cellatlar baltalarını bilerken çiçeklerden biri,

Cellatın zihnine dolmaya başlamış,

Baltayı alan halk cellatın kafasını vücüdundan ayırmış.

Düşten uyanan cellat oracıkta mesleği bırakarak tövbekar olmuş.

Kral bu durum karşısında cellatın idamına karar vermiş.

Çiçeğin zihnindekiler gerçek olmuş.

İnsanlar çiçeklerin büyülü güçleri olduğuna inanmaya başlamış.

Hatta bilge bir adam:Çiçeklerin düşte gördüğü aslında sizin kaderinizdir." diyede eklemiş.

Kral çiçeklerin karşısına çıkmaya korkarken,

Bir çok askerini öne sürmüş.

Askerlerin her biri ölümün girdabın da kavrulurken,

Sadece bir asker çiçeklerin gazabından kurtulmuş.


İçinde zerre kötülük bulunmayan saf bir delikanlı çiçeklerin yanına varmış.

Onları öldürmek istemediğini,zihninden geçirirken,

İkinci çiçek,çoçuğun zihnine akıvermiş.

Çocuğun ileride çok mutlu olacağını,hatta bir gün bu ülkeyi yönetebileceğini,hatta kral olabilceğini göstermiş ona.

Ölüm için giden çocuk,niyeti sayesinde hayat bulmuş.


Halk ölümden kurtulan çocuğa,ilgisini arttırırken,

Kral çocuğun bunu nasıl başardığını merak etmiş.

Saraya çağrılan çocuk uzunca bir süre burada tutulmuş.

Hayatta nasıl kaldığını anlamaya çalışan kral çocuğu epeyce zorlamış.

Saf ve iyi niyetli çocuk bunu nasıl yaptığını kendide bilmiyormuş.

Dolayısıyla krala da anlatamıyormuş.

Kral çocuğa türlü işkenceler yapmış.

Aklını yitiren çocuk,halkın içinde yaşamaya devam etmiş.

Karanlık gün geçtikçe aydınlık tarafından ezilirken,

Kralın gücü tükenmeye başlamış.


Kral halkın en bilge ve en zeki insanlarını sarayında toplamış,

Çiçekleri öldürmeyi başarana vezirlikle ödüllendireceğini söylemiş.

Halkın içinden en bilge ve en zeki kişiler toplanmış.

Bir çok fikir çiçekler karşısında duramazken,

Yaşlı ve bilge adam :"Kralım onları zor durumda bırakacak bir şey biliyorum.Lakin onları öldürmeye yeter mi bilmiyorum." demiş.

Kral:(heycanla yaşlı adama):"Peki bu yol nedir ?"

Yaşlı ve bilge adam: "Ateş! "diye yanıt vermiş.

Kral çiçeklerin bulunduğu her yeri ateşe vermiş.

Çiçekler yanmaya başlamış.

Kral mutlulukla sevinirken yaşlı ve bilge adam vezir olmuş.


Saf temiz kalpli çocuk yangının bıraktığı küllerde çıplak ayak dolaşırken.

Bastığı her noktada yeni bir çiçek hayat buluyor,adeta bulunduğu yer çiçek bahçesine dönüşüyormuş.

Halk buna tanık olduğunda deli çocuğun özel bir güce sahip olduğunu düşünmeye başlamış.

Işık bir kez daha yükselirken,kral bir kez daha aydınlığın karşısında yenik düşmüş.


 Kral öfkeden deliye dönmüş hızlıca atının hazırlanmasını istemiş.

Yola düşen kral,atının hırçınlığı yüzünden yere düşmüş.

Atın huysuzlanmasının sebebi umut denilen yılanmış.

Yılan kralın karşısına çıktığında ışık,kralı kör etmiş.

Karanlığı kendi içinde yaşamaya başlayan kral kısa sürede ölmüş.


Umut adlı yılan kasabada gezerken deli olan çocuğa raslamış.

Onu ısırarak eski haline geri döndürmüş.

Bizim saf ve temiz çocuk halkın isteğiyle kral olmuş.

Karanlığın çağı biterken aydınlığın dönemi başlamış.

Vezir ise çicekler tarafından kaderine teslim edilmiş.