Çıkmazım

Kendime bile itiraf edemediğim, kabullenmekten korktuğum bir durumun içindeyim. Ya kaybedeceğim ya kaybolacağım. İkisi de olmasın diye kalbim ve aklım arasında savaş veriyorum. Kalbim hissettikleriyle mutluyken, aklım yanlış olduğuyla yankılanıyor. Kalbim hissettiğine kapılıp gitmek isterken, aklım dur diye itiraz ediyor. Aklım bile bazen kendini onu düşünürken buluyor. Allah'ım nasıl bir çıkmaz bu.. Aynaya baktığımda bunları düşünenin ben olduğuma inanamıyorum. Olmadığında, yokluğunu sonuna kadar hissediyorum. 'Geliyorum' dediğinde yolunu gözlüyorum. Yanında birini gördüğümde, benden başka birine de aynı samimiyetle konuştuğunu gördüğümde deli oluyorum. Güldüğünde mutlu, üzüldüğünde mutsuz oluyorum. Onun da bana benim ona verdiğim değeri verdiğini biliyorum. Ama bir farkla o yalnızca arkadaşça değer veriyor, seviyor, yanımda oluyor. Araya mesafe koyayım diyorum olmuyor. Onunla  soğuk, mesafeli olmayı göze alamıyorum. Ki o da izin vermez zaten. Suratım asık olduğunda bile "neyin var" diye soruyor. Hatta bir gün 'yüzün asık olduğunda, kendimde hata arıyorum' demişti. Kendimi öyle iyi hissediyorum ki onunla konuşurken. Bana gülümserken. Yalnız benimle konuşsun, hiç gitmesin istiyorum. Sonra aklım bir anda gerçekle yüz yüze getiriyor beni. Moralim bozuluyor, düşündüklerime inanamıyorum. Doğru olmadığı konusunda ısrar ediyorum kendime. Bazen kapılıp gitsem bile bu düşüncelere. Kabul etmemek için çaba veriyorum. Onun  hayatında, kalbinde başka biri varken ben nasıl böyle düşüncelere kapılırım. Dua ediyorum Rabbime al bu düşünceleri kalbimden, aklımdan diye. Yanlış yöne gitmeme izin verme diye.