Yazmak

Öyle bazen gamla kederle yüklü olursun,sarılacak bir dalın olsun istersin ya! işte o zaman imdadına kalemin yetişir..Derdini kederini paylaşır adeta kağıdın,kalemin..Yazarsın,yazarsın açılırsın..Yazarsın,yazarsın kendine gelirsin.Dertlerini işledikçe nakış nakış,o zaman değişir işte hayata da bakış..

Yazmak;Çocuğunla dertleşircesine,eşinle sohbet edercesine,kardeşinle şakalaşırcasına yazmak..Bir yeri geziyorcasına yazmak.Bir olayı bir durumu sanki içinde olmuşcasına yazmak...O yüzden ben yazmayı çok seviyorum.Bazen dualarımda;''Ey Rabbim beni yazmaktan alı koyma ne olursun. ''Diye çok zaman dua ederim.Yazarım ya! çoğu zaman bu şiir olur,bir çok zaman hayallerimi yazarım.bazen anılarım gözümün önünden geçer,arada özlemlerimi yazarım.Bazen sıradışı bir şey aklıma gelir.Mesela ölümü yazarım,bazen mahşeri...Arada dinlediğim bir türküden inanılmaz bir his alırım ve alırım elime kalemi kağıdı.Yazarım da yazarım,yazdıkça adeta ağlarım.kağıt kalemide ağlatırım adeta..Bir sanatçının sanatını icra etmesi gibi öyle yazarım işte..Sanatçı dedim de yanlış anlaşılmasın kendimi bir sanatçı gördüğümden değil demem.Ben bir amatörüm,asla böbürlenme olarak algılanmasın.Ben sadece yazarım dedim ya!...

Bazen türkü olur yazdıkların ,bazen şarkı...Bazen karacoğlan gibi iz bırakırsın asırlar öncesinden.Bazen de Veysel olursun,ya da Yunus Emre..Şiirlerin bestelenir asırlaca okunur çoğu zaman...Roman olur bazen yazdıkların.Şemsettin sami oluverirsin de fitnat gibi,Namık Kemal oursunda İntibah gibi ünlü eserler çıkartırsın..

Yazmak,çıkarsızca,beklentisizce yazmak.bir yerlere yaranmak ,bazı insanların adamı olmak için değil.Sadece kendi ruhi ve ictimai durumlarını yansıtmak için,öyle gelişine yazmak..