İstanbul Seni Bekler

Ruhumun susadığı hakikat sensin,

İslam barışının zaferi İstanbulsun sen,

Aşk içinsin Hakka olan hakikisin sen,

Burada seni bekleyen tam bir insanlık abideleri  var,

Bulutlar ise yaralı,

İnsanlar zehir saçan fırtınalar,

Kara kuru düşünce bombardımanları,

Kanlı zehir zemberek yüklü kurşun levhaları,

Savaşırsın doğudan batıya doğru,

Zulme karşı,

Haksızlığa karşı,

İnsafsızlığa karşı,

Dil dökersin be! İnsan başı yalnız tanrı önünde eğilecektir.

Ebedi hakikat budur.

Bunun içindir mücadelem benim.

Savaşırım doğudan daha doğuyla,

Doğrudan daha doğruyu bulmak için,

Gerçeğin hükmü yokmudur.

Bunun için savaşırım ben,

Servi için savaşırım ben, çınar için savaşırım

Hak  için savaşırım ben hukuk için savaşırım,

Geceleri yıldızları yeniden görebilmek için savaşırım ben,

Tuz denize kavuşsun diye savaşırım ben,

Çam denize barışsın diye savaşırım ben,

Serin ve dantel dantel nakışlı kızıl çam gibi,

Denizin kayaları ahenkli ahenkli dövdüğü gibi,

Ana sütü, ekmek gibi temiz savaşırım ben,

Ve trenler şifreli sesleriyle olayları perdelerken,

Bir otel odasında kaybolup gidenler için savaşırım ben,

Birliğin şarkısını işittim hep dinledim ben,

Dirlik yüzü huzur yüzü görmedim ben,

Şimdi gönül gözü açıklar nerede?

Duymaz oldu kulakları konuşmaz oldu dilleri,

Neredeler şimdi sağır ve dilsiz şeytanlar mısınız siz?

Gel gel köprü ol içimizde üzerinden geçelim

Gel gel deniz ol öfkenin köpükleriyle boğulalım.

Gel Allah aşkına gel yeniden sularından içelim kana kana,

Savaşırım ben gerekirse bütün dünyayla

Savaşırım ben İstanbul...