Sevdam İstanbul

Bir şehir düşünün ki her zaman taze gelin gibi nazlı olsun.Bir şehir düşünün ki tertemiz ak,pak olsun.Bir şehir düşünün ki anlı şanlı bir soyun bütün güzelliklerini yansıtsın.Gene bir şehir düşünün ki bin yılı aşan bir tarihi olsun.İstanbul,cenab-ı Allahın kullarına nadide bir armağanı.Tarihi ile,yaşanmış çağlar ötesi kültür ve medeniyetleri ile yer yüzünde başkaca bir eşi bulunmayan yegane şehir.Öyle bir şehir ki onu şehirlerden ayırmalı aslında.Başka bir şey demeli,ne bileyim,daha bir üst kavram bulmalı onun için.Mesela metropol diyiceğim ama kelime olarak hem yerli değil ve hemde bu üst kavram olarak İstanbul'u karşılamıyor.Bunun için Türk dil kurumuna müracatta bulunmalı aslında..

İstanbul güzelliklerin baş kenti,bir çok önemiyle bir çok insanın hayellerini süsleyen şehir.Sevdalı yüreğklerin başşehri;yeniden doğan güne umut,bereketi,sağnak sağnak yağacak yağmurlara bulut olan şehir.Bütün güzellikleri ile yer yüzünün cenneti,hani derler ya sahte cennet işte aynen öyle.Sevdalıyım İstanbula,binlerce yıl sürecek bir sevda bu..Hiç sönmeyecek bir aşk bu.Bir gün ben gideceğim evet! Ama sevdam ile beni dümdüz eden,beni büyüleyen bu şehir ilalebet kalacak.Kalacak ya! Ben de bu şehrin bağrında yatacağım sonsuzluk iklimine..

Cömert İstanbul,Sevdalı yüreklerin çarpıntısı.Yangına düşmüş yüreklerin hiç bir zaman son bölümü yazılamayan öyküsü..Ummanlar gibi yaşanmışlıkları olan müstesna şehir.Hiç bir zaman perdesi kapanmayan tiyatro sahnesi..Ahh! sevdam İstanbul,bak şimdi ağlayacağım ha! Şu sana olan düşkünlüğüm sanki bir gün sonlanacak diye..Sanki alıp bir gün cesedimi başka yerlere gömecekler diye....Sanki bizi birbirimizden ayıracaklar diye...