İstanbul'da Yaşam

Image title

Yaşam İstanbul'da en telaşlı ama en güzel haliyle çıkar her sabah karşımıza. 

Her ne yapıyorsanız, nereye gidiyorsanız gidin, bir koşuşturmacaya dahildinizdir otomatikmen. İstanbul'u gezen birinin şehir yaşamını anlatmasıyla, orada yaşayan birinin anlatması arasında fark vardır elbet. 

Kronik bir İstanbul hastası olarak bu şehirde yaşamayan, ama güzelliğini ancak bu şekilde yaşayabileceğine inananlardanım. Sabahları erken başlayan trafik çilesi, bitmeyen kalabalık  keşmekeşi, çarpık yerleşim ve bu şehirde yaşamanın ekonomik bedelini ödemeden mesafeli ve seviyeli bir ilişki kurmaksa amacınız, sadece geziyle sınırlandırmak en sağlıklı karardır. 

İstanbul deyince en çok Eminönü geliyor aklıma. İskelede durup vapuru beklerken balık ekmek yediğimiz günler, vapurda rüzgar saçlarımla eğlenirken gün batımını izlemek fonda İstanbul silueti... Deniz kokusu burnumda ve rüzgarın uğultusu kulaklarımda... Yooo, öyle tek sesli bir kent olmadı hiçbir zaman İstanbul,  tabi ki başka sesler de karışır rüzgara... 

Çıtır simit, çay vapurda... Bir de sevdikleriniz varsa yanınızda, yaşam tadındadır o anda. Dedim ya, burda yaşamayacaksınız ama. Bir yerlere, örneğin işinize yetişme telaşı olmamalı kafanızda. 

Vapur yanaşınca inip seyre dalacaksınız kenti... Denizi, insanları, balık tutanları, koşuşturanları, martıları... 

Yanınızda kenti iyi bilen biri olmalı ama, İstanbul sevdiklerinizle güzeldir sonuçta. Tabi tek başınıza şehri dolaşmanın zorluğundan bahsetmeye gerek yok. Günlerce uğraşsanız bitiremezsiniz güzelliğini bu şehrin çünkü. 

Eyüp Suıtan, uğramadan dönmeyeceğim bir  başka yer İstanbul'da. Sanki uğramadığımda, kıymetli bir yakınımın hatrını saymadan dönmüş izlenimi bırakan bir etkisi var nedense. 

Sultanahmet, Piyerloti, Taksim... Nereyi atlasan olmaz. Hele Taksim'de durup bir dakika içinde önümden geçen insan tipolojisini saymak hep ilginç gelmiştir. Kıcasık bir sürede her inançtan, ırktan, türden insan görmek mümkündür burda. 

Adaları anlatmadım daha... Sanki ayrı bir diyara gelmiş izlenimi veren bir anda. 

Bakmayın kıskanmıyorum dediğime İstanbulluları, kim istemez ki yakın olmayı bu güzellikle. Ama bu şehrin yaşamını taşımak her yiğidin harcı değildir öyle. 

Bu muhteşem şehrin kıymetini bilmek dileğiyle...