Hak ve Adalet

Adalet öyle bir olgudur ki,en başta doğru olmayı,dürüstlüğü gerektirir.En sevdiklerinin,canım dediklerinin aleyhine,sevmediğin hayatında zerre önem taşımayan kişilerin lehine doğru kararlar verebilmektir adalet. Allah, inanlara, adalet ve hak kavramlarından ayetlerinde yer vermiştir ve bu doğrultuda hayatımızı yönlendirmemizi emretmiştir. Adalet, hayatın ta kendisidir ve adaletin olmadığı yerde ahlaktan bahsedemeyiz. Bu kavram öyle bir şeydir ki herhangi bir konuda anlaşmazlık çeken taraflar arasında adaleti sağlamak için her iki tafarında dinlenmesi ve o doğrultuda karar alınması gerekir, çünkü tek taraflı dinlemeyle alınan kararların hükmü yoktur ve adalet sağlanmamış aksine adaletsizliğe giden bir yol bulmuştur.

Victor Hugo der ki:'İyi olmak kolaydır,zor olan adil olmaktır'. Evet adil olmayan iyiliğin ne hükmü vardır insanların üzerinde, öyle değil mi? Yaratılmışların en şereflisi olan insanların şu hayatta vazgeçemeyeceği kutsal şeyler vardır. Nedir bunlar? Vatanından vazgeçmez, namusundan, şerefinden, yarinden, anasından, babasından, evladından vazgeçmez, bayrağı uğruna ölür, canı gibidir bu kavramlar, Canından vazgeçer yardan, anadan vazgeçmez vesselam, Bunların haricinde öyle bir kavram daha var ki adil olmaktan vazgeçmez, vazgeçmemeli de. Dünya hak ve adalet üzerine kurulduysa eğer, bunun etrafında dönüyorsa, hakkın hukukun olmadığı yerde yaşamak mümkün değildir, Toplum olmaktan, insan olmaktan da bahsedemeyiz. Yaşadığımız hayat içinde karşılaştığımız onca üzücü ve olumsuz durumlar karşısında, kim olursa olsun, kim olursak olalım, Hak yolundan ayrılmamalıyız ki insanlığın en şereflisi makamına layık olalım.

İnsanların gerçek anlamda refah ve huzur içinde yaşamaları için, esas olan adaleti sağlamak ve hakkaniyetle bu adaleti dağıtmaktır. Adaleti sağlamak işini yalnızca devletten beklemek doğru olmaz, elbette bu görev devlete aittir. Bizler de birey olarak, tüm canlılar için hatta hayvanlar bitkile de dahil gördüğümüz haksızlıklar karşısında elimizden geleni yapmalı ve duyarlı olmayız.

Hz.Muhammed, 'Adaletli sultan, yeryüzünde Allah'ın gölgesi ve mızrağıdır,' buyurur. Hz.Ömer, 'Adalet, mülkün temelidir' der. Ve son olarak Montaigne de der ki, 'Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur.