Ademden süre gelen

İnsanlık milyonlarca yıldır sürekli değişim içinde ve sözde gelişim içinde varlığını koruyor. Ademden süre gelen insanlık ya insan olma özelliklerini kaybediyorsa? "İnsanlık" dediğimiz iki kol, iki bacaktan ve düşünebilme yeteneğine sahip olmaktan ibaret mi? Hayır, insanlık bu kadar basit değil. İnsanlık, insan olmak tabiki bunlara sahip olmayıda içinde barındırır. Lakin adalet, hoşgörü, sevgi, merhamet gibi içsel duygulara sahip olmayan varlıklara "insan" demek ne kadar doğru bilemiyorum.

Günümüzü ele alalım. Yaşadığımız toplumu, hatta kendimizi; "Biz insanlığın tarifine uyuyor muyuz?" İki kol iki bacağımız var evet, düşünebiliyoruzda. Peki hoşgörüye sahip miyiz? Kendimizden farklı olan düşünceleri, fikirleri eleştirmeden saygıyla karşılayabiliyor muyuz? Sevgi, merhamet ne kadar işlemiş kalbimize? Düşene el uzatacak kadar merhametimiz, başka ruhları saracak kadar sevgimiz var mı? Peki "ADALET" bilincine sahip olabildik mi? Mazlumu, zalimden makamına, mevkisine bakmaksızın ayırabildik mi? Biz gerçekten insan olabildik mi? Hayır. Sen,ben, siz hepimiz insan olamadık tamamen. Bir yanımız eksik kaldı. Kaldırdılar... Mahrum bırakıldık hoşgörüden saygıdan. Ayırdık toplumu, sen sol, sen islamcı, sen ise sağ. Saygıyı sadece kendi fikirlerimize var kıldık. Ve böylece kaybettik merhameti sevgiyi. Ölene merhamet edemedik, o başka ırktan diye. Onun çocuk olması, masum olması sızlatmadı vicdanımızı. Çünkü kör etmişlerdi gözlerimizi, çalmışlardı vicdanımızı. Sevgimiz ise zaten yoktu. Sevgimiz bize yetmiyordu ki taşlaşmış kalplerden bir damla sevgi sızmaz olmuştu, onu da çalmışlardı. Adalet ise zaten çoktan kanatlanmış uçmuştu başka evrene. Adaleti satın almıştı güç. Güçlü hep haklıydı, güçsüz hep ezilmeye mahkum kılındı. Bakılmadı, masum yüzüne bakılmadı, dünyanın saracak sevgisine. Ezildikçe ezildi, ezildikçe azaldı. Ya parmaklıklar ardına kapatıldı yada boynuna ip geçirilip vuruldu sehbalarına. Yok ettiler insalığı böylece. Kuşlar gökyüzünde yok oldu. Denizler okyanuslara karıştı. İnsanlık, zalimlerin elinde maşa oldu. Kaybettik işte insanlığımızı. İki kol iki bacak, ha birde arada düşünüyoruz işte.