Acemice Dertleşmek

İçimizdeki duyguları niye insanlara anlatmak varken, beyaz kağıtlara dökme ihtiyacı duyarız? Beyaz kağıdı dost mu sayarız ya da? Bu dostun bizi sorgusuz sualsiz kabul edeceğine mi inanırız yoksa. Ya 'O' da bizden menfaat beklerse işte o zaman kime sığınacaksın? Yeni bir sığınak mı arayacak veya dostuna vefa gösterip düştüğü bataklıktan çıkarmaya mı çalışacaksın? Hiç dedi mi sana bu vefalı yoldaş niye bu kadar çok soru soruyorsun, neden böyle yapıyorsun diye. Belki de eleştirilerden korktuğumuz için vefasına sığındık bugunde bu Dostun... Beni sorgusuz sualsiz arkadaş gördüğün için geldim sana...

Bugun belki yazmakta acemi olduğumu gibi dertleşmekte de acemiyim ama olsun. Beni böylede seveceğine inandığım için, bugun geldim sana ve bir daha bırakmamak üzere...

Söylesene Can Yoldaşım insan kendine bile itiraf edemezken bir başkasına nasıl söyler? Etmeli midir veyahut vaz mı geçmelidir ? Bu esir alınmış düşünceden. Ne yapıpta berraklığa, aydınlığa çıkmalıyım? Belki de çıkmamak en iyisidir olmaz mı? Her aydınlıkta mutluluk mu var ki, belki de kendi karanlığımda mutlu olmaya çalışmalıyım. Benim karanlık gördüğüm ya aydınlıksa, aydınlığı unuttuysam... İşte burda görev artık sende beyaz kağıt, düştüğüm yerden beni tutup kaldırmakta. Bunu da beni kabullendiğin sürece yapacak olacaksın zaten...

Şimdilik 'ELVEDA' bir daha ki buluşmamıza kadar....