Eskilerin Sofra Adabı

Yere atılan küçük ahşap sofra etrafında toplanan o masum gözler,

Temizliğin dik, asil duruşunu mıhlamıştı duvara.

Aile sofraya geçerken önce büyüğün oturması beklenmişti.

Saygı her zamanki gibi yine anılmıştı o sıcak yuvada.

Büyükler önce gelirdi gelenek görenekte.

Tabaklar dolarken bir taraftan ekmekler parçalandı elden ele.

[audio mp3="http://www.yazarcizer.net/wp-content/uploads/2015/01/selvi-boylum-alyazmal-m-film-müzi-i.mp3"][/audio]

Yarı kırık yarı aşınmış ağaçtan kaşıklar sofrayı süslerken,

Mis kokulu tarhanayla dans eden ekmekler dili şenlendirdi.

Evin beyi konuşurken çocuklar boynu eğik kusurdan uzak dururlardı.

Tarhane çekilirken,

Ocaktan inen aş sofrayı kaplayı verdi.

Ne haced tabağa kaşıklar ardı sıra girdi çıktı dibi yağlı tavaya.

Kırılmayı bekleyen soğan bir yumruk darbesiyle salıverdi kendini ortaya.

Tuzda üstüne ekildi.

Yemek yenildikten sonra evin en küçüğü başladı duaya.

Beyin ağzından dökülenler eşlik etti;"Çok şükür bu gün de doyduk."

Afiyetle yenen yemek,evin küçük hanımları tarafından hızlıca toplandı.

Yerler gırgırlandıkdan sonra bir öğün daha böylece sona erdi.

Mideler dolu, helalin verdiği rahatlık da cabası.