Ortaya karışık

Anne karnında başladı herşey. Hayatın acımasızlığını erken yaşlarda öğrendik. Hayatı omuzlarımıza bindirdik. Hala bindiriyoruz. Ve hayat bizi görmemezlikten gelerek daha ağır yükler koymaya devam ediyor. Hayata gelme amacımızda kesinlikle bu yatmıyor. Ömrümüz boyunca çalışırız. Emekli olmaya bakarız. Fakat emekli olduktan sonra dertler bitmez.

Evlisinizdir, sevginiz bitmiştir. Yorgunsunuzdur, hareket edemezsiniz. İnsanoğlu varolduğundan beri klasik hayat tarzı bu biçimdedir. Benden size bir tavsiye, asla aşkı tatmaya çalışmayın. Bu söylediğime katılmayanlarınız olacaktır. Fakat aşk nedir ki? Bir insana karşı hissettiğin yoğun hisler kavurur bedenini. Karşı cinse çok yoğun taleplerin olur. Aşk delicedir. Ferhat ve Şirin masalında olduğu gibi sizi imkansıza sürükler. Sonucu ne olursa olsun aşk için her şeyi yaparsınız. Bu güzel bir şey. Fakat toplumumuzda çoğunlukla evlilik de çok kabul gören birşeydir.

Evlilik kuraldır. Fakat hiçbir mantıksal bir tarafı yoktur. Evlilik herhangi bir şeyi size daha ulaşılabilinir kılmaz. Tam tersine daha kötü yapar. Bazılarınız bir zaman sonra ayrılır, bazılarınız kötü dahi olsa ilişkiyi ilerletmeye çalışır. Fakat hiç kendinize şunu sordunuz mu? "Ben neden evleneyim?"  Sormazsınız... Çünkü çevrenizdeki çoğu kişi evlenir, ve tüm bunlar sizin gözünüz önünde olur. Fakat bir düşünün, neden sevdiğim bir insanla arama kural koyayım ki? Saf sevgi varken neden evlilik cüzdanı denen şeyi sevdiğim ile arama sokayım? Senin sevgin bir "evet" e mi bakıyor? Bırakın bunları.

Gerçek aşk delirtir. Ve aşkı bulduğunuz vakit o insanla zaten istediğiniz gibi yaşarsınız. Aranıza herhangi bir engel olmaz. Evlilik denen toplumsal aracı kullanarak evlilikler söndürülüyor. Birbirinizi sevin. Ya uzaktan ya yakından... Fakat geleceğinizi de düşünün." Bu hayata çocuk getirmeye değer mi?" Kaldı ki onca anasız babasız çocuk varken. "Bu hayatta ömrün aşk aramakla geçer mi?" Kaldı ki onca dert tasa varken. Birbirinizi sevin, kollayın... Aşka karşı değilim. Fakat topluma ayak uydurmak ne yazık ki marifet değil. Mutluluğunuzun anahtarı ne yazık ki evlilik değil. Seviyorsanız zaten mutlusunuzdur...