Boşluk ve Sonsuzluk

Öylece bakıyorum son günlerde. Boşlukla gözlerim arasında sonsuzluk. Tüm hayatlar sığıyor gözlerimle o boşluk arasında. Herkes oluyorum bir anda, yüreğim kaldırmıyor. Hayır, o kadar da güçlü değilim, bakmayın hep gülümsediğime.

Anne oluyorum bir anda, evladımı kaybediyorum. Sonra arkasından o kadar çok ağlıyorum ki... Adını bile doğmadan seneler önce koymuştum oysa. İsyan mı etmeliyim? Haşa... Susuyorum, sessizce ağlıyorum... Ben hiç ağıt yakmadım ki! Benim sevdiklerim hiç ölmedi ki… Ben yaşarken hiç ölmedim ki…

Yaşlanıyorum bir anda, ellerim tutmaz gözlerim görmez olmuş. Görmeyen gözlerle insan yolu gözler olmuşum. Etrafımdaki boşluğu büyütüyorum gün be gün.. Belim bükülüyor, yok ki gelen giden... Susuyorum, gökyüzünü kendime yoldaş edinip sessizce ağlıyorum… Ben hiç kimsesiz kalmadım ki. Hep sevdiler beni, hep yanımda oldular her zaman madden olmasa da... Ben daha önce gökyzüyle hiç konuşmadım ki…

Çocuk oluyorum en son. Cennetten çıkmış gibi günahsızım belki de ilk defa. Yüzümden bir damla masumiyet eksilmemiş. Ama bombalar patlıyor kentimde, açlıktan kıvranıyorum. Annem farketmesin diye gülümsüyorum. Elbet gören olur halimizi, acırlar bize diyorum. Ama kimse bir şey yapmıyor, yapamıyorlarmış, öyle diyorlar. Köşede tek mal varlığım kırmızı boyaları dökülmüş bisikletim, senelerdir tekerleri patlak öylece duruyor. Gitmemiz gerekmiş. Veda edeceğim bir o var artık, arkama bakamıyorum üzülür diye. Susuyorum, sessizce ağlıyorum… Gözlerim sımsıkı kapalı… Ben hiç yurdumu terk etmedim ki… En fazla keyfimden çıktım gittim. Kırmızı bisikletimi arkamda bırakmadım ben. Hiç bir eşyama o kadar değer vermedim. Tek değillerdi çünkü. Belki de o yüzden hiçbir zaman o kadar masum olmadım…

Gözlerimi boşluktan kurtarma vakti şimdi, nemlenmiş belki biraz. Ama şimdi kendimim, boşluklardan sıyrılıyorum yavaş yavaş. Değiştiremesem de birşeyleri o yolda ölme vakti... Nasıl düşünmem, ben hiç o kadar bencil olmadım ki deme vakti… Boşlukla benim aramda kalan sonsuzluğa sığan hayatlar hürmetine, yakılan ağıtlar, buruşmuş mübarek eller, masum gözler, kırmızı paslı bisikletler hürmetine… Sadece yaşamak için yaşatma vakti...