Belki de Gelmelidir Yalnızlık

Yüzyıllardır işlenir yalnızlık, yalnız ustalar elinde. Bazen melankolik bir elden ya da yitik bir gönülden gelir. Neden yalnız olur ki insan, neden yalnız hisseder ki? Dağ başındaki çoban mı yalnız, ıssız çöldeki bedevi mi? Yoksa milyonlar içinde, içindeki boşluğu dolduramayan mı? Anılar mı kapatır geleceğin sevdalı yollarını? Çocukluktan kalan sararmış fotoğraflardaki gülüşler mi sevdirmez dijitalin soğuk sesini? Kaybedilince çocukluk saflığı, kurtlar sofrasında yalnızlık mıdır hak olan? Anlaşılmamak korkusu sürü piskolojisine alınmış bir gard. Geçmiş emzirir yalnızlığı, yeni anlamaz seni. Belki de suç yalnız olanın değil, yalnızlığın ne olduğunu bilmeyip günlük mutluluğa kananındır. Gülerler, anlamazlar, dinlemezler, direnmezler, sorgulamazlar... Olamazsın onlar gibi; sen bin fırtınaya dayanırsın, onlar bir nefeste yıkılırlar. Şarkılar, şiirler, kağıtlar, kalemler; bir çığlığa sığınmaktır, kimse duymasa da o çığlığı....

A.p