Bir Değil Bin Hayalim Vardı Benim

Bu çok basit bir hikaye. Halktan, halkın içinden 1990'lı yıllarda 20 yaşlarında genç bir kız. Yine çok klasik Almanya'dan kesin dönüş yapmış bir işçi ailenin kızı. Daha da kötüsü okur yazar olmayan anne babanın ancak beşinci çocuğu erkek olan dört kız evladından birisi, bu genç kız. Hayal kurması yasaklanmış. Bir hedef belirlemek istediğinde, buna izin verilmeyen... Tek istenen, olması gereken; bu kızların namusuyla evlenmesi. Çünkü bu anne baba, ancak bundan sonra hayatlarında huzura kavuşabilirdi... Ve tabii ki yine büyükler kazanır bu savaşı. Kız, o yaşındaki aklıyla kendince olabilen en mantıklı evliliği yapmaya çalışır.

Ki bundan kaçış yoktu zaten... Aradan geçmiş onca yıldan sonra, bugün. Mutlu mu? Bilmiyor. Pişman mı? Pişman olma şansı yok; çünkiü iki tane evladı var. Onlar olmasa... Düşüncesi bile insanı ürkütüyor. Tek düşünebildiği geçmişteki hayalleri için her şeyin bittiği, yok olduğu gerçeği ile baş başa kalmış olması. "Ama..." diye düşündü. "Niye olmasın?" O eski hayaller olmazdı da, yeni hayaller de mi kuramazdı?