İskilipli Mehmet Atıf Gerçeği

Çile dolu hayatı 1875'te İskilip'te başladı. Hayata gözlerini öksüz açmıştı. Genç yaşta kendini ilme ve irfana adayan İskilipli Atıf çok kapsamlı bir eğitim almış ve çeşitli medreselerde görev yapmıştır. Çok iyi derecede Arapça bilen Atıf Hoca fıkıh ve tefsirde dönemin büyük alimlerinden ders almıştır.

İskilipli Atıf'ın İlk Sürgünü

İstanbul'da bulunduğu dönemde medreselerin ve müderrislerin eksikliklerinin giderilmesi için hazırladığı rapor köklü değişiklikler içermesi ve dairedeki bazı kişilerin çıkarlarına dokunması sebebi ile Şeyhülislama şikayet edilmiş, Şeyhülislam tarafından suçlu bulunan Mehmet Atıf çeşitli yerlere sürülmüştür. Bu onun ilk olsa da son sürgünü olmayacaktır.

İttihatçıların tepkisi ve yeni sürgün...

Sürgünden döndükten sonra İstanbul'a gelerek çeşitli gazetelerde yanlış batı kültürü ile ilgili makaleler yazmaya başlamıştır. Makaleleri İttihatçıların tepkisini çekmiştir. İttihatçılar Mahmut Şevket Paşa'nın ölümünde azmettirici olarak İskilipli Atıf Hocayı göstermişlerdi. Mahkeme tarafından da suçlu bulunan İskilipli Atıf yeniden sürgün edilmiştir.

Sürgünü bittikten sonra batı yandaşları tarafından rahat bırakılmamıştır. Vaaz vermesi ve iş yapması engellenmiştir. Buna rağmen dönemin padişahının dikkatini çekmiş ve belli mevkilere getirilmiştir.

Batı karşıtı yazılarına karşın karalanmaya çalışılması

Günümüzde bazı tarihi kaynaklarda İngiliz mandası taraftarı olduğu söylenilip karalanmaya çalışılmaktadır. Oysa İskilipli Atıf tam tersine Alemdar Gazetesinde yayınlanan yazılarında batı kültürünü eleştirmiş ve batı sevdalılarını çokça uyarmıştır. Hatta Mondros Ateşkes Antlaşmasına tepki veren ilk alimlerdendir.

Yakın arkadaşı Mustafa Sabri ile Teal-i İslam cemiyetini kurmuştur. İzmir'in işgalini kınayan ilk beyannameyi Teal-i İslam cemiyeti yayınlamıştır. Beyanname de işgal kınanmış halk birlik olmaya davet edilmiştir ve yine beyannamede halifeliği savunmuş ve tüm islam devletlerinin tek çatı altında toplanması gerektiğini savunmuştur. Halide Edip Adıvar gibi türkcülük akımını savunan yazarlar tarafından eleştirilmiştir.

İskilipli Atıf, 'Savaşmayın' Fetvası Verdi Mi?

İngilizler anadoludaki işgallere karşı çatışan halka çatışmamaları için bir fetva yayınlamalarını ister. Atıf Hoca böyle bir fetvaya karşı çıkar. Fakat fetva yayınlanır. Atıf Hoca'nın fetvada ne mührü ne de imzası bulunur ama buna rağmen fetva O'na aitmiş gibi gösterilip uçaklarla anadoluya dağıtılmıştır. İşte bu yüzdendir ki günümüzde hala bazı siyasetçiler ve tarihciler bu durumu kullanarak İskilipli Atıf Hoca'yı karalamaya devam etmektedirler.

Sözde şapka kanununa muhalefet suçu

Batılılaşmaya karşı olan Atıf Hoca batı temelleri ile kurulan yeni Türkiye'nin dikkatini çekmiştir. Frenk Mukallitliği ve şapka kitabı, şapka kanunundan bir buçuk yıl önce yayınlanmasına rağmen, kitabı şapka kanununa muhalif olduğu gerekçesi ile tutuklanmıştır. 4 şubat 1926'da İstiklal Mahkemesi tarafından şaibeli bir şekilde idam edilmiştir.

Mahkemesinde hakim ile yaptığı konuşma günümüzde hala akıllardadır. Bu konuşmada Hakim: "Hoca şu kafandaki sarık da bezden şapka da bezden neden takmazsın, ne fark eder?" deyince İskilipli Atıf Hoca:"Hakim Bey sen şu arkandaki Türk bayrağını indirip Fransız bayrağı assan ya, ikisi de bez parçası sonuçta!" cevabıyla tarihe çok önemli bir not düşer.

Günümüzde halen bazı kesimlerce hain gözü ile bakılan bu din ve vatan aşığı müstesna insan yanlış tanınmakta ve tanıtılmaktadır. Oysa İskilipli Atıf, seneler önce batı kültüründen fayda gelmeyeceğini insanlara anlatmaya çalışmış, İslam devletlerinin tek çatı altında toplanması gerektiğini söyleyen çağını aşmış bir zattır. Gerçekten de şu an batı kültürü gençliği kemirmekte, İslam devletleri büyük karışıklık ve yalnızlık içerisindedir. Çağdaşlaşmanın şapka takmak ile değil çağını aşmakla olduğunu bize gösteren İskilipli Atıf hoca gibi zatları Allah eksik etmesin . (amin)

(A.P)