Taksim Gezi Parkı Olayları ve Kaybedilen İtibar

Günlerdir yaşananlardan sonra... Dünyanın gündemine Gezi Parkı'ndaki olaylar olarak oturan itibarsızlaştırma eylemi...

Her ne kadar yeşili koruma temasıyla yola çıkılmış olsa da, bugün gelinen noktayı ülkemiz açısında  geriye bir adım olarak görüyorum. Meselenin kimim haklı, kimin haksız, kim ne yaptı, kim ne yapmadı noktalarına değinmeyeceğim. Çünkü bugün bu konuları konuşan ilgili-ilgisiz yetmiş milyon insan var ve ben de bunlardan biri olmak istemiyorum. Benim değinmek istediğim ve dikkatleri bir nebze üzerine çekmek istediğim nokta dünyanın ülkemize bakış açısı olacak.

Hepinizin malumu, ülkemiz "gelişmekte olan" ülkeler statüsünde henüz. Bu statü bize bir şey yapmak istediğimiz zaman iki kere düşünmemizi gerektiren bir kademe. Çünkü ülkeler tek başına kapalı bir sistem olarak "gelişmiş ülke" statüsüne ulaşamazlar. Bu nokta için dışarıdan turist lazım, para lazım, sermaye lazım, her şeyden önemlisi itibar lazım.

Bir iki olumsuz sonuçlanabilecek örnek vermek gerekirse;

2020 olimpiyatlarının nerede olacağına dair kararın arifesindeyiz. Olimpiyatların ülke tanıtımına katkısından bahsetmeyeceğim herkesin bildiğini varsayarak. Yaşanan tüm olaylardan sonra güvenlik gerekçesiyle karar olumsuz çıkacaktır muhtemelen. Çünkü komitenin statlardan ve tesislerden önce baktıkları önemli bir unsur güvenlik. Spor bakanlığının ve onca sponsorun yaptığı boşa gidecek gibi. (inşallah bu konuda yanılırım)

Turist meselesi; son bir haftadır çok fazla rezervasyon iptali gerçekleşti. Hadi bu, kısa süreli bir problemler olarak görülebilir, lakin gelişmiş devletler vatandaşlarına " Türkiye' ye gitmeyin" diye telkinlerde bulunursa (ki İngiltere bulundu) bu ülkemize uzun vadede turist getirisi olmayan bir adım olarak değerlendirilir.

Küreselleşmenin aktörü sermaye. Direkt olarak ülkemizde faaliyet gösteren firmalara değinmeyeceğim. Eğer bu firmalar Arap baharı yaşayan ülkelerle karıştırıp, ülkemizde faaliyetlerine son verecek olursa zaten ülkemiz büyük bir sıkıntı yaşayacaktır. Bu nedenle bu konuya değinmeyi bırakın, düşünmek bile istemiyorum. Dolaylı yoldan -borsa aracılığıyla- yatırım yapanlara baktığımız zaman! Olayların yaşandığı ilk işlem günü Borsa İstanbul tarihi düşüşlerinden birini yaşadı. Peki neden? Yabancı basının "ülkede iç savaş var!", "Taksim Tahrir'e döndü" gibi kışkırtıcı ve yalan haberlerinden etkilenen yabancı yatırımcı ilk işlem gününde parasını güvenceye almak için borsadan çekti.  Kredi derecelendirme kuruluşları "olayları kaygıyla takip ediyoruz" açıklamaları yaptı. Özel yatırımcı firmaları yatırımcılarına "Türkiye'de yatırım yapma" tavsiyesi verdi.

Amacım kimseyi yermek değil. Ülkemin çıkarlarını düşünmek, düşündürmek. Yukarıda değindiğim meseleleri artırmak istenirse daha çok yazılacak şey bulunur, lakin yazmak da yetmiyor itibarımızı korumaya!!!