Aşka Aşık Olanlarız Aslında

Biz aşkın kendisine aşık olan kadınlarız belki de. Bir çift göz, boy, bir koku değil ardından gidip, inatla beklediğimiz. Ötesinde... Çooook ötesinde hem de. Herkesin göremediği kadar derin. Tek başımıza koca bir yürekle aşk için atıyoruz tüm ateşlere kendimizi. Sonra su ile söndürmeyi de başarabiliyoruz elbet. Dedim ya biz aşkın kendisine, belki imkansızlığına, içimizi yakıp duran o yarasına aşığız belki de. Mazoşistçe bir güdü gibi gelebilir bu. Ama kimin umurunda? Kim ne demiş, ne söylemiş; biz yüreğimizin söylediğini dinleriz. Kim ne görmüş bana ne ben kendi gördüğüme bakarım deriz. Kendimizden, doğrularımızdan, çogu kez gururumuzdan vazgeçeriz bu uğurda. Onu her şeyden çok istesek de uzaktan sevmek daha güzeldir aslında biliriz..

Biz aşkın kendisine, o ilahi tarafına yangınız aslında. Onda Yaradanı görmeyi severiz. Kavuşamamayı, umutla umutsuzluk arasında bocalamayı severiz.

O yüzden bizi mutsuz edecek kim varsa mıknatıs gibi çekeriz kendimize, yüreğimize.

Leyla Mecnun'a kavuşamadığından dillere düşmüştür aşkları ya da Romeo, Juliet öldüğünden. Hamlet Ophelanın deliliğini sevmiştir en çok. Hatta bence Hürrem Kanuni'yi her an kaybetme korkusu duyduğundan o kadar sevmiştir.

Özlemek büyütmüştür aşkı içimizde. Bizim olmayacağını bilmemiz bağlamıştır en çok ona. O yüzden kaçtıkça kovalarız aslında. Bir gelip tutsa ellerimizden 0 lanır belki her şey. Küçülür yüreğimizde. Biter aşk dediğimiz şey. İşte bu yüzden içten içe istemeyiz bitmesini...

Aşk...............

Aşk.....................

Aşk.......................

Güzel şeydir ya aşk dedikleri. Yüreğin için sevmek. Onun arkasında durmaktır en güzeli.

Karşılık beklemeden sevebilmek...

Sevildiğin için değil sadece sevdiğin için SEVMEK............

Dedim ya Aşka aşık olanlardanız aslında bir çift göze. Bir tene değil... Bir ruha.........

Ötesine, çok daha ötesine.......................

Seda Dilen (21 eylül./11:20)