Saçmalık!

''Bir güne nasıl başladığınızdır önemli olan, çünkü nasıl başlarsanız o güne öyle devam eder genel olarak.'' diye bir cümle okuyunca güldüm kendi kendime.

Bu yaygın bir inanıştır zaten.

Ya gerçekten böyledir bu iş ya da öylesine kaptırmışızdır ki kendimizi buna inanmaya, bu inanış altına yerleşmiştir bilincimizin.

Yapışıp kalmış yıllar boyu.

Kim bilir belki de

gelecek nesiller boyu böyle devam edecek bu.

İnanışlar, genel olarak hayata yön verirler. Hayatın akışını kendilerine göre değiştirirler.

Bu; bizden mi kaynaklanır yoksa inançların gücünden mi, bilinmez.

Ama bence bu durum bizden kaynaklanır. Çünkü inançlarımızın güçlü olmasına da onların bu denli yaşamımızı etkilemesine izin verenler de bizler değil miyiz ?

Onlar, güçlerini bizlerden alıyorlar. Bu bir gerçek. Lakin, biz onlara güçlerini isteyerek mi veriyoruz acaba ?

Hiç sanmam.

Aslında bir kısım inançların hayatımızın merkezi olmasına dünden razıyız. Çünkü, bu inançlara ihtiyacımız var bizim. Fakat, bir kısmı da bizim saçmalıklarımız.

Neden mi ?

Nedeni çok basit.

Gerçek, yani doğru dürüst inançlara kalbimizde yeterince yer ayırmadığımızdan, kendi uydurduğumuz ama bazen de hakikaten doğru olan inançlara ihtiyaç duyuyoruz.

Bu yanlış mı ? Bence, evet..

Olaya bir de şu boyuttan bakalım.;

Yaradılış itibariyle insanoğlu, her zaman birşeylere inanmak istemiştir. Kalbinde bu boşluğu her an hissetmiştir. Zaten 'yalan' ve 'doğru' kavramları da burdan ortaya çıkmıştır.

Bizim inançlarımız, zaaflarımızdır.

Maalesef ki içimizden uyanık geçinen bazı insanlar, bu zaaflarımızın bilincinde olarak saçmasapan yeni inanışlar türetmişlerdir.

Bunun nedeni de çok basit aslında.

Amaçları, kontrolü kendi ellerinde tutmak.

Çünkü, tarih boyunca insanlar, bir tek kendi inançlarına yüz çevirmemişler ve onlara söz söyletmemişlerdir. Dediğim gibi, bunun bilincinde olan bazı insanlar bu zaaflardan faydalanmak istemişlerdir.

Olay, basit haliyle bundan ibarettir.

Yoksa kim demiş (!) bugün solundan kaltın günün kötü geçer diye ...