Bir Ezgide Ömürlük Gülümseme

BİR EZGİDE ÖMÜRLÜK GÜLÜMSEME

Uzaklardan bir şarkı çalınır gökyüzüne. Şarkıyı duyan insanlar bu sahipsiz şarkıya anlam veremezler, şarkı çalına dursun her ezgi de bir kıpırtı yaşar ipek böceği.

Her notada geleceğini hayal eder durur. Bir müddet sonra kendi kabuğuna çekilir.

Ve…

Hala şarkı çalmaya devam eder.

Bir gün tan yerinin ağarmasıyla Güneş’e zamana karşı kocaman bir o kadarda küçük duygular belirir kanatlı olarak.

İlk önce gülümser. Kelebek olması ona özgürlüğü hatırlatır.

Uçmak, yemek, içmek ister. Bir bakar ki Güneş onu selamlıyor, ağaçlar, gökyüzü…

Yine bir gülümseme...

Her saatte binlerce gülümsemeye ait kanatlı şarkılar.

Hatta yeri gelir küçücük vücuduyla kısacık zamana karşı âşık olur, belki âşık olmasının nedeni kendi ömrünün ne kadar olduğunu bilememesindendir. Bu böyle sürer gider. Kanatları arasında taşıdığı sıcacık kalp ile dolaşır, durur, gezer…

Aniden gözyaşı dökmeye başlar ama nedenini bilemez. Daha sonra aniden yaşlanır. Kanatları gezmek ister ama gezemez.

-“Ne oluyor! Daha yeni gülümsemeye başlamıştım.” Der. Cevap alamaz.

Gözleri kapanır ve son damla usulca dökülür gözlerinden.

Ölmeden önce belki tek tesellisi onunla birlikte âşık olduğu can yoldaşının yaşlanması ve el ele sımsıcak ve taze aşk kıpırtılarıyla birlikte göçüp gitmesi olur.

Ve şarkı hala anlam verilemeyecek ölçüde çalmaya devam eder…