Kendimizi Beklediğimiz Duraklar

KENDİMİZİBEKLEDİĞİMİZ DURAKLAR

Durağan bir çağrının dibindeyim.

En derin kuyu insanın kendisini tanımaya fırsat vereceği,verebileceği derinliğidir.O yüzdendir sık sık kaybolmalar,içsel yolculuğu bir türlü tamamlayamamak.O yüzdendir sevmek yerine sevilmeyi beklemek.Neden korkarlar onu da anlamam , korkulan şey insanın sol tarafındaki karanlığı mıdır? Ona ışık tutacağı aydınlığı aramak mı asıl korkulan.Asıl beklemek ömür durağımı kimileri için yoksa beklemek bir uzun filmin tam yerinde söylenebileceği kısacık bir repliği midir hayatın?

Doğarken mi başlarsın beklemeye yoksa giderken mi?Uçsuz bucaksız.. Tam olarak nerede beklersin hayatın?

Hayatın sana değen mutlu taraflarını mı durak eylersin kendine yoksa mutluluk önemli midir asıl fikri kavramak için , yoksa tanımlamak gerekir mi bazı şeylere anlam yüklemek için veya neyi nereye koyduğunu bilmek istediğin için mi bir şeye tanım yüklersin?

Sen tam olarak hayatın neresindesin veya kendi içine olan yolculuğunda nesin?
Sen misin? yoksa maskeli bir benlik midir gerçeği tanımaya korka korka yaklaşan..Neyden korkulacağını önceden bilmek korkuyu azaltmaz mı?Yoksa o korkuyu daha fazla mı sahiplenirsin?

Korkacağım derken asıl seni korkutacak olan kendi bensizliğin midir?

Maske takarak kendini kendinden soyutlamak asıl gerçekliğe yaklaşmamak , perde takmaktır kendi gönlüne.

Başka ne olabilir ki?

Bir sonraki durakta kendimi bulabilecek miyim?

Yoksa beni yine bekleyen bir maskeli mi olacak?

Prangalarından kurtulmuş yeni bir sayfa açmayı umut eden bir geçmiş mi görünecek?