Ölüyorum Sevdiğim

İmkansızım, rüyalarımın adamı, hasretim, umudum, mutluluğum...

Dinle şimdi beni,

Ölüyorum...

Yapayalnız, kimsesiz, sensiz ve sessiz..

Baş ucumda bir Kur-an Kerim, son nefesim için bir yudum su...
Ölüyorum, sana bir defa olsun dokunamadan, gözlerinin içine bakamadan, konuşamadan...
Uzaktan izledim hepseni, yaklaşamadım yanına. Utandım ve acıdım kendime. Bilmeni istemedim şifası olmayan bir hastalığın kollarında inim inim inlediğimi.

Sararmış yaprakların en ufak bir rüzgarda savrulup uçuşması gibi toprağa doğru savrulduğumu bilmeni istemedim.

Güzel yüzüme beyaz bir parçası örtüleceğini, bedenime avuç avuç kara topraklar atılacağını bilmeni istemedim.
Yaklaşıp yanına anlatsaydım derdimi acıyıp severdin belki beni.
Ah ne acı bir ölümlüyü sevmek, ah ne acı acıyarak sevmek..
Hayır, hayır sakın bana acıma ve beni sevme !
Sevgimi iki kişilik taşıyorum ben kalbimde. 
İstemedim ki bir an olsun beni sevmeni, benim olamanı, ruhunu hissederek yaşadım ben bunca zaman. Kişi sevdiği ile beraberdir biliyorsun ben hep senin yanındaydım senden habersiz.
Sahi baksaydın gözlerimin içine uzun uzun aşık olur muydun bana, daha önce deli gibi aşık olduğun kadınlarda bulduğun aşkı bulur muydun bende ? Aşık olur muydun bana?
Yoksa sararmış tenime bakıp acır mıydın, feri solmuş gözlerimde ölümümü görördün?
Yoksa yedi kat eller gibi soğuk ve mesafeli mi davranırdın ?
Ölüyorum şimdi ben,
Belki beş belki on dakika kaldı. Nefes alıp verişlerim yavaşlıyor. Saatin kaç olduğunu bilmiyorum, senin sevdana düşeli akrep ve yelkovanı katran karası olan saati duvardan indirdim. 

Çünkü her tik tak sesinde kullaklarıma acı sesler geliyordu “ zaman geçiyor o seni sevmiyor”, “zaman geçiyor o gelmiyor”, “ zaman geçiyor ve ölüm geliyor” her tik tak sesinde kullaklarımda uğulduyordu bu cümleler.
Çıldıraçak gibi oluyordum attım tüm saatleri, şimdi duvarlarım bomboş...
Ah keşke, keşke diyorum bir resmin olsaydı da asaydım boş kalan duvarlarıma, yarenlik etseydin bana sabah akşam her baktığımda. 
Ah ne zor uzaktan sevmek, ah ne zor imkansızı sevmek, ah ne zor mesafeler.
Ah ne zor imkanı mümkün olan şeylerin imkansızlık yoluna sapıp kaybolması ..ah..
Ölüyorum zaman azaldı,
Bilmediğim saatler.. gecenin biri belki ikisi, her yer zifiri karanlık, odamı camı kırılmış bir gaz lambası aydınlatıyor, ışığı söndü sönecek.
Gözlerimden sevda yaşları süzülüyor, ellerim titriyor...
Keşke diyorum keşke, çıkıp gelsen de son yudum suyumu elleriden içsem.. Ansızın çıkıp gelsen..
Olurda okursan mektuplarımı sakın üzülme ve bana acıma. Bir selam verseydim keşke deyip pişman olma.
Ah ne zor fayda vermeyen son pişmanlıklar, ne zor. 
Sen ölmeyeceksin seni kalbide sonsuzluğa götürüyorum, sen ölemeyeceksin.
Ölüyorum..
Kalem düşüyor elimden, vakit oldu..
Seni çok sevdim, seni senzi yaşadım,seninle yaşadım..
Nefes alamıyorum, ellerim tutmuyor artık.
Gözlerim kapıda..
Ah şu umut var ya şu umut ölürken bile yaşıyor..
Öl..yo..rumm
Seni Sevi..............................

Ahu Öztürk/ 2016